Önceki Bölüm || Seriye Git || Sonraki Bölüm
Çevirmen: Kylerxy
Düzenleyici:RuyaGezer
Çevirmen: Kylerxy
Düzenleyici:RuyaGezer
Bölüm 095 – Zaferi Tamamlamak –
Bir milyon kez uzatılmış bir zaman dilimi içerisinde, Bilgelik Kralı
Raphael tarafından bu boşluğa sürüklenen, Hinata’yla yüzleştik. Hinatanın
düşünceleri ile sorunsuz bir şekilde bağlanabileceğini düşünmemiştim. Peki
neden böyle bir şey yaptı? Cevap Shizu-san dan geldi.
“Bu Rimuru-sanın yeteneği olan Bilge Kral Raphael’den benim isteğimdi”
(Shizue)
Shizu-san nazikçe bir gülümsemeyle söyledi. Hinata ve benim tarafımdan
görülen Izawa Shizue gerçek bir insan değildi. Gerçek bedeninin ruh
kalıntılarıydı. Onun aklının bir parçası. Onu absorbe ettiğim zaman, onun
ruhunu da almıştım. Bilgelik kralı Raphael'in evrimi sayesinde bu analiz
başarılı olmuş gibi görünüyordu. Gerçekten........ Büyük Bilge olduğundan beri,
benim arkamdan sessizce ve gizlice neler yaptı? Bu herif... Gerçek fikir babası
Bilgelik kralı Rapheal-san değil miydi? Ben öyle düşünmüştüm, ama bu gerçek
olmayabilir.
Yaratılmış olan düşünce boşluğu içerisinde Shizu-san Hinata’yı
kucaklamaya başladı. “İyi iş çıkardın” diye Hinata’yı överken söyledi. Acımasız
Hinata ise, bir çocuk gibi bir yüz ifadesi takınıyordu. O böyle bir yüz yapınca
garip hissettim. Sonra, Shizu-san Hinata’nın etrafında dolaşan lanetli
böcekleri yakaladı ve kendi alevi ile yaktı. Bunlar, Hinata’nın düşüncelerini kısıtlayan
[Curse's Crystal(lanetli kristal)] di.
“Ah bekle, Bilge Kral Raphael, bende Yuuki ile tanıştım, düşünce
kısıtlaması altında olabilir miyim?” (Rimuru)
Böyle bir şey olacağını düşünmesem de, emin olmak için sordum. Bu
Bilge Kral Raphael benden habersiz şeyler yapıyor olabilirdi ama umursamaz bir
varlık değildi.
“Bildirim. Efendi düşünce kısıtlaması altında değildir. Ama düşüncenizi
kontrol etme izlerine rastlandı. Yetenek evrimi ile, düşünce kontrolü ortadan
kaldırıldı.” (Raphael)
Bu rapor Raphael için önemsiz bir mesele gibiydi. Bu adam, eğer burada
izler varsa, bu beynin Yuuki'nin olma ihtimali yüksekti. Bu kadar yüksek şüpheyle
tam ikna olmamıştım. Bu varlık (Raphael) gerçekten...... Güzel, belki de kesin
kanıtlar bulmak için, Shizu-san'ın ruhunu çoğaltmıştı.
Bu varlık(Raphael) çok fazla mükemmeliyetçiydi. Eğer bilgi yüzde yüz
doğru değilse bana rapor vermeyecekti. Benim analizim iyi olmadığı için o her
önemsiz bilginin tek tek raporlanması başımı ağrıtır ve karışıklığa sürüklerdi.
Niyetlerimin ne olduğunu anladığı sürece, onun hakkında bir şikayetim yoktu.
Ve böylece belli bir zaman sonra Hinata kafasını kaldırdı, artık
sakinleşti mi? İfadesi sakindi, önceki gergin ruh hali dinmişti. Belki de
gerçekten de nazik bir çocuktu, ama bu acımasız dünyada hayatta kalmak için
merhametsiz ve zalim olmak zorunda kalmıştı. Biraz düşünürsek, Shizu-san'ın
pişmanlık duyduğu şey bu muydu? Belki de bu sebepten Bilgelik Kralı Raphael, Shizu-san'ın
ruhunu yeniden üretmişti. Çünkü o Shizu-sanla bilgi alışverişi yapmak
istiyordu.
“Hinata seni ihmal ettiğim için üzgünüm. Lütfen güçlü yaşa, inanç
önemli ama hakikat ile düşmanı karıştırma” (Shizue)
“Shishou (sensei=usta)......Ama şimdi bile, hala kafam karışık, Kutsal
Krallık Ruberion'un tamamıyla yanlış olmadığını düşünüyorum” (Hinata)
“Hinata....Hangisi doğru? Hangisi yanlış? Tek bir taraftan karar
vermek iyi değil. Esnek ol, tamam mı?” (Shizue)
Shizu-san onu kibarca uyardı. Hala daha konuşmak istiyordu. Bu kadın (Hinata)
zeki olsa bile, oldukça inatçıydı. Benim söylediklerimin hiçbirine kulak asmadı
ama, bu ortamda o uysal halini gösterdi. Ama beklenildiği gibi hala benim sözlerimi
dinlemiyor.
“Anlıyorum, bir kez daha baştan başlayacağım. Bu gözlerimle görecek, kendi
kalbimle kararlar vereceğim” (Hinata)
Hinata dürüstçe başını salladı. Oi......Yoksa Shizu-san'ın onunla konuşmasından
mı kaynaklı böyle itaatkar bir hale gelmişti? Ya da düşünce kısıtlamasından
kurtulduğu için mi itaatkar olmuştu? Düşünce kısıtlamasından dolayı olmuş
olmalı. Evet bunda bir hata yok. Sonuçta ben onu ikna etmeye çalışırken bunun
gibi bir şey beklemiyordum.
Bunun anlamı bunların hepsi Yuuki'nin işiydi. Acaba onun da manipüle
edilme ihtimali var mıydı? Raphael bunun hakkında bana cevap verebilir mi?
“Oi, Kagurazaka Yuukinin beyin olduğunu anlıyorum, ama kontrol
için...Yuuki'nin manipüle edilme gibi bir ihtimal var mı? Daha doğrusu Sorcery
King (Büyücüler Kralı) Kazaream tarafından manipüle ediliyor olabilir mi?” (Rimuru)
Sorumda merak ettiğim yeri vurgulayarak sordum. Eğer şimdi sormasaydım,
böyle bir konu asla ortaya çıkmayabilirdi.
“Yuuki, nasıl Sorcery King Kazaream tarafından kontrol edilebilir. O,
Demon Lord Leon tarafından öldürülen eski bir Demon Lord değil miydi? Nasıl
hala hayatta olabilir?” (Hinata)
“Nn? Ah! Bundan önce, onun astı Clayman, onun hala hatta olduğunu
söyledi. Onun ruhsal bedeninin tekrardan canlanmış gibi göründüğünü söyledi. İnsanlardan
bu bilgiyi almasından dolayı kanaatim, Kazaream, bir insanı elinde
bulunduruyor.” (Rimuru)
“O yaşıyor mu? Ve bilgiyi kolayca toplayabileceği bir yerde. İlk
olarak Yuuki, düşünce kısıtlamasını, ben dünyaya ilk geldiğim zaman yapmış gibi
görünmüyor. Her şeyden önce niyeti yada hedefi bilinmiyor. Ama eğer senin
söylediğin gibi beyin Kazaream ise...” (Hinata)
“Nn? Bir şey biliyor musun?” (Rimuru)
Benim soruma Hinata sessizliği ile cevap verdi. O bana karşı hala
dürüst değildi. Oh iyi. Benim duymak istediğim cevap Hinata’dan değildi.
[Bana cevap ver, Bilge Kralı Raphael]
Eğer benim sorumu cevaplarsa rahatlamış hissedecektim. Bir ruhsal
beden yeteneklerini aşırı fazla kullanamazdı. Ek olarak, bir bedene sahip
olabileceği gibi bir diğerine geçebilme ihtimali vardı. (ÇN: Birinin bedeni
işgal etmekten bahsediyor herhalde)
Ya da bir şekilde, ruhsal bedenin korunması ile ruhun yok olmamama
ihtimali vardı ve Kazaraem, bu dünyaya yanlışlıkla gelen Yuuki ile kaynaştı. İlkinin
olma olasılığı daha yüksek olmasına rağmen Clayman ile iletişimi yavaşça
gerçekleşti. Clayman'ın dediği gibi ortalama 10 yıl önce iletişime geçmişlerdi.
Ondan önce yaptıkları tam bir sırdı.
İkinci durumda olasılık çok düşüktü, bu hayal edilemezdi ama.... Burada
ölen bir insan, Slime olarak reenkarne olmuştu, yani bu tamamen imkansız
değildi .Eh? Bu benimle mi ilgiliydi? Ben bir Tsukkomiye izin mi verdim? Kesin
olarak söylenemese de, Kaguzaka Yuuki'nin kişiliği şuana kadar yok olmuş
olabilir ya da olmayabilir.
Neyse bununla birlikte Yuuki’nin kişiliğinin yutulması veya Kazaream
tarafından baskılanma ihtimali vardı. Bilge Kral Raphael bir çok olasılığı
düşündü, ama kesin olana kadar bildirmek istemezdi. Mükemmeliyetçi doğası bir
erdem ve kusur olarak düşünülebilirdi. 'Neyse, ne olursa olsun Yuuki şüpheli ve
tehlikeli bir rakip, bu yüzden dikkatli olmalıyız.' diye karara vardım.
“Ama bu çocuk gerçekten normal ve kibar bir insan gibi gözüküyordu. Rahatsız
edici bir şey hissetmedim. Bu yüzden onun (him) için endişeleniyorum. Hinata,
Yuukiye asla yaklaşmamalısın. Çok kötü bir önsezim var..... Güle güle Hinata, lütfen
mutlu ve güzel yaşa.” (Shizue)
Shizu-san son sözlerini söylediğinde, Hinata ve benim görüşümden
kayboldu. Sonunda Hinataya, onun hakkında endişelendiğini, kaybolduğunda ki
pişmanlığını söyledi. Shizu-san kaybolduktan sonra, Hinata sessizce aynı yönde
dua etmeye devam etti. Bu görünüşünü, her zaman hatırlayacağım (ÇN: Rimuru
içinden düşünüyor.) ve sonra…… < Bildirim, Görev yerine getirildi. Şimdi
düşünce bağı koparılıyor. >
Bunu söyledikten sonra, kendimi bir ışıkla sarılmış gibi hissettim.
“Rimuru, Hinata hakkında teşekkür ederim. Beklendiği gibi gerçekten
nazik bir insansınız...... Bu yer de çok rahat .....” (Shizue)
Shizu'nun sesini duyduğumu zannettim. Yoksa sadece hayalim miydi? Neyse
Shizu-san'ın endişesi ortadan kayboldu. Yüzünde
nazik bir gülümseme ortaya çıkarken, Shizu-san bana başını eğdi.
--------------------------------------------------
Bilgelik Kralı Raphael'in sinyali ile gözlerimi açtım. Bir milyon kez
uzatılmış zaman normal akışına dönüyordu ve düşünce bağı serbest bırakıldı. Çevrem,
savaşın kokusu ile sarılmıştı ve bir süre önce sahip olduğumuz duruş ile
birbirimize bakıyorduk. Gerçek zamanda savaşın başlamasından beri yarım saat
geçmişti. Savaşımızı, çok uzun zaman önce başlamış gibi hissetmeme rağmen Hinata
ile olan savaşım sadece 30 dakika önce mi başladı? Birkaç gün geçtiğini
hissetmeme rağmen, bu asla gerçekleşmemiş gibi görünüyordu.
“Güzel, devam edelim mi?” (Hinata)
Bu olaylar hiç yaşanmamış gibi Hinata kılıcını çıkardı. Eh bekle bir
dakika.
“Hey! En son, ben sana üstünlük sağladığımda durdum! O zaman, sen
neden soğukkanlılıkla görmezden geliyorsun” (Rimuru)
“Bilmiyorum, son vuruşa geldikten sonra savaşı sonlandırmalıyız, değil
mi?” (Hinata)
“Ku.....Bu piç.....” (Rimuru)
“Ayrıca astlarım bu hale geldikten sonra sessizce geri çekilemem, değil
mi?” (Hinata)
Ne demek istiyordu? Anlamak için etrafımdakilere baktım.
“İmkansız, bu imkansız. İstediğin gibi yap, seni lanet canavar!” (Kutsal
şövalyelerden biri)
“Kufufufu düşündüğümden daha eğlenceliydi. Hadi bir süreliğine mola
verelim” (Diablo)
“Ne, dinlenme mi? Her neyse! Lanet olsun” (Kutsal şövalyelerden biri)
“Kufufufu. Ah canım, öyle söyleme!” (Diablo)
Atışmalar kutsal şövalyeler ve Diablo arasında geçiyordu.
“Aa,Souei-sama......ne demek!” (işkence edilen kutsal kadın şövalye)
Bir sebepten dolayı, kırmızı saçlı güzel bir onee-san Soueiye karşı
eğildi. Ona ne yaptın, savaş sırasında neler yapıyorsun? Benim öfkem hafiften
fırladı, bunu biliyor musun?
“Ben gerçekten üzgünüm, Rimuru-sama. Ona işkence ediyordum, ama bir
yerde hata yapmışım gibi görünüyor. Nasıl olduysa, bu hale geldi...........” (Souei)
Souei kızgın bir şekilde kadın kutsal şövalyeyi bir kenara iterken
özür diledi. Ne tarz işkenceler yaptığını bilmeme rağmen şaşırdım. En çok
endişelendiğim, ne tarz bir işkence bu tarz bir reaksiyon ortaya
çıkartabilirdi. Ben gerçekten anlamıyorum, orada neler oluyor...
“Sen Souei-sama'dan uzak dur” (Souka)
Souka kuvvetli yüksek bir sesle bağırdı. Ama bu ses onun bitkin
gözüken haliyle hiç uyuşmuyordu. Ayağa kalkamayacak gibi gözüküyordu. Etrafınıza
baktığınızda, Gobuta, Gabil ve Souei'nin takımı tükenmişti ve onlar yığılmak
istiyorlar gibi görünüyordu. Yanlarında Hakurou iç çekiyordu.
“Siz çocuklar, sizleri çalıştırıp iyi huylu hale getireceğim” (Hakurou)
Hakurou homurdandı. Onun sözleri sona geldiğinde, Gobuta ve diğerleri
aniden çöktüler. Gobuta ve diğerlerinin yanında kutsal şövalyeler işi bitmiş ve
etrafa saçılmış gibiydiler. Yoğun savaş sanki orada gerçekleşmiş gibiydi. Ama
bunlar Hakurou için tatmin edici değildi, rakip olarak kutsal şovalyeler
ellerinden geleni yapmadılar mı?
“Aldatıldım-ssu. Rakibim en güçlülerinden birisiydi, seni zalim ssu!” (Gobuta)
Bir Hobgoblinin beni rakip olarak göstermesi......Ben de iyi bir
pozisyonda değilim” (Gregory)
“Bu olamaz.....Ben en iyisini denedim! Ama yine de neden” (Gabil)
İttifak etmişler gibi tek şey hakkında şikayet ediyorlardı. Güzel, benim
başsağlığı dilemekten başka bir şeyim yok. Güzel, hala Soue'nin rakibine ne
olduğunu anlamasam da, bu yine de iyi, onu sadece geride bırakacağım.
Ama daha sonra gözlerimi çevirmek isteyeceğim ağır bir manzaraya şahit
oldum, sanırım kutsal şövalyeler Ragna ve Shionun oyun arkadaşları olmuşlardı. Bir
bakışta Ragna'nın önünde uzanan 8 kişi yırtık pırtık donla ortada kalmışlardı. Ragna
onları ağzında taşırken, enerjik bir şekilde kuyruğunu sallıyor gibi
görünüyordu.
“Efendim, bu insanlar benim evrimden sonraki en iyi deneklerimdi.”
(Ragna)
Ragna mutlu bir şekilde söyledi. Ona aşırı bir şey yapmamasını
söylememe rağmen.....En azından ,onları öldürmedi.
“O, Ou, Senin için çok iyi o zaman...” (Rimuru)
“Ay! Daha fazla oynayabilir miyim?” (Ragna)
“Hayır, Lütfen dur. Bu insanlar zaten çok yorulmuşlar...” (Rimuru)
“Öyle mi, anlıyorum” (Ragna)
Yeterince oynamadı mı? Ragna'nın kuyruğu düştü ama...Sözlerim onları
rahatlattı mı? Sanırım Ragna'nın ayaklarının altındaki adamlardan sesler
duydum. Yup, Onların sesleriydi, evet. Eğer Ragna onlarla bir tur daha
oynasaydı, bu insanlar ölecekti. Açıkçası onlar kurtuldu! Onların yüzlerinde
bana teşekkür edercesine bir bakışla doğrudan bana bakıyorlardı......
Kutsal şovalyelere bunu yapması doğru mu? Ben biraz endişelendim, ama
rakipleri Ragna olduğu için elden bir şey gelmezdi. Asıl problem Shion'nun
rakipleri hakkındaydı. Neden? Neden herkesin uzuvları kayboldu ve bedenleri
yerde kıvranıyordu? Shion’un bu kendini beğenmiş yüzünün kötü bir önsezi
olduğuna inandım. Gerçekten de öyleydi.
“.....Oi, Shion. O insanlara ne yaptın?” (Rimuru)
“Ay! Övgünüz için çok teşekkür ederim! Bu şeyleri, Rimuru-samaya karşı
çıkmaya cesaret ettikleri için biraz cezalandırdım.” (Shion)
Seni övmüyorum! Seni geri zekalı. Shion gururla cevap vermesine
rağmen, ama....Neyse nasıl göründüğüne bakılmaksızın, bu çok abartılıydı. İlk
başlarda adamlarım dışında, bana karşı çıkan, çöp yada buna benzer kişileri
umursamadım.
“Oi, elinden gelenin en iyisini yapmanı söylesem de, nasıl göründüğüne
bakmadan aşırıya kaçıyorsun. Onları öldürme! Bunu söylemedim mi?]” (Rimuru)
“Tamam, herkesin hala bu şekilde yaşayacak kadar enerjileri var” (Shion)
Hayır, Hayır! Eğer onlar yaşarsa bu iyi bir durum olmaz. Kolları ve
bacakları olmayanların boş ve anlamsız ifadeleri yok mu? Dahası, onlar
insanları koruduğundan, bacak ve kolları olmadan nasıl canavarlara karşı
savaşabilirler? O ne demek istediğimi anlamıyor, bu varlık....
“Shion, benim emirlerime itaat etmeyen bir tek senmişsin gibi duruyor,
eğer bir açıklaman yoksa .....](Rimuru)
Ben onunla konuşmaya çalıştığımda
“Oops, Unuttum! Siz çocuklar, mutlu olun ve hızlı bir şekilde
şükranlarınızı Rimuru-Sama'ya sunun” (Shion)
Böyle söylerken, büyük bir aceleyle, ayakların altındaki tüm kutsal şövalyeleri
üst üste topladı. Ve sonra hepsinin üstüne Full Potion'u(Tam İyileştirme İlacı)
serpti. Gözlerimin önünde, kutsal şövalyelerin kolları ve bacakları tekrar
büyüyordu. Onun yeteneğini anlamama rağmen, Shion çok korkunç bir yetenek elde
etmişti.
Sistemin etkisini mi manipüle etti? Ve absürt derece tehlikeli bir yeteneğe,
baş belası bir kız sahipti. Onun rakiplerine sempati duymadan edemiyorum. Kutsal
şövalyeler kolları ve bacakları yenilenirken, birbirleriyle sevinçlerini
paylaşıyorlardı. Onlar bir engelliye dönüşmedikleri için bu kadar sevinçliydiler,
bu sevinç anlaşılabilirdi çünkü kim bilir günlük kaç tane antrenmanları vardı.
Aslında, bu Shion’un öfkesi yüzündendi, bundan sonra ona daha çok
dikkat etmeye karar verdim. Peki, kutsal şövalyelerin güvenliği tamamlandı diye
düşündüm. Neyse, oh iyi.... Hinata hakkında, acaba o astlarının perişan
hallerini gördüğü için mi bu halde? Ne ekersen onu biçersin, ama bu sadece
bahane. Bu yardımcı olmadı. Engelleri tekrar kurmak için, hadi savaşalım, huh?
“Anlıyorum. Elden bir şey gelmez, senin rakibin olacağım. Ancak bunun
için kendini kötü hissetme.
Eğer kaybedersen yemin edebilir misin? bu ülkeye bir daha
karışmayacaksın.” (Rimuru)
“.........Anlıyorum. Söz verelim, bu sefer son.” (Hinata)
Sana inanıyorum Hinata. Önceki zamana göre, Hinatanın gözlerindeki
tereddüt gitmişti. Aynı zamanda kötü muamele görmüş kutsal şövalyeler adına
intikam almak isteyen biri gibi görünmüyordu, belkide benim sözlerimi dinlediği
içindi. Bu iyi. Tüm zaman boyunca inatçı kalamazdın.
Peki o zaman bu son maç. İkimizde bir kılıç tutarken, birlikte aradaki
mesafeyi kapattık. Herkes, kutsal şövalyeler de dahil dikkatlice bizi
izliyorlardı. Adalet nedir gibi sıkıcı konuşmalar iyi değildir. En sonunda, şiddete
başvurmak can sıkıcı olsa da anlaşılması kolaydı. İnançları üzerine bahis
yaptıkları savaş iki insan arasında başladı.
.......... ......
...
Ancak, açıkçası benim kaybetmen mümkün değildi. Sonuçta, [Future Atack
Predcition] (İleriyi tahmin edebilme) vardı. Kutsal nitelik Covenant King
Uriel'in kesin defansını delebilse de, benim kılıç hatlarını görebilen gözlerim
vardı. Böyle düşüncelere sahip olmak, dikkatsizce düşünmemeliyim. Benim
görüşümde Future Atack Predcition tüm saldırıların tahminlerini ışıkla
gösteriyordu. Nn??? Bunun anlamı neydi? Bana göre kim böyle düşüncelere
sahipti.
[Bildirim. Kişi: Sakaguchi Hinata'nın gelişimi onaylandı. Büyük bir
ihtimalle 'Hero's Egg' sahip. (Kahraman çekirdeği). Bu sayede mantığı aşan bir
varlık haline geldi. Sonuç olarak tahmin sistemi yeteneğine direnç kazandı gibi
görünüyor] (Raphael)
Diğer bir deyişle gücümü kullanmaktan kaçınmalı mıyım? Niye böyle
oldu? Önceki pozisyonda üstteki el ben değil miydim? Savaşın ortasında gelişme,
bu harika, bu zamanda olması aşırı oldu. Lanet olsun, Bu ne demek oluyor! Cidden
Gluttonous King Beelzebub bile dövüşten önce ortadan kayboldu...
Böyle şeyler düşünürken, umutsuzca Hinata'nın kılıcını karşıladım. Hero's
Egg olarak geldikten sonra, aniden güçlenmiyor gibi gözüküyordu. Rahatladım. Çünkü
hala bir şekilde onunla ilgilenebiliyorum. Ancak kaçarak kazanamam. Burada
yapabileceğim bir şeyler olmalı ya yoksa.... Düşüncelerinde kaybolmuş bana
doğru:
[Bildirim. Bu problem değil. Gluttonous King Beelzebub'un yeniden
canlanması mümkün] (Raphael)
Ha? Hiç yok olmadı .......
[Bildirim.İmha olmuş olmasına rağmen, tekrar canlandırmak mümkündü, problem
yok.] (Raphael)
Geçmiş zaman ne için! Öyle olsa bile neden daha önce söylemedin!
Söylememeli misin? Sevinç ve rahatsızlık arasında dalgalanıyorum, Bilge Kral
Raphael daha tartışmalı bir bildirim gösterdi.
[Bildiri, Covenant King Uriel’s Absolute Defense aktive edilmeli mi? EVET/HAYIR
] (Raphael)
(DN: Sözleşmelerin Kralı Uriel’in Mutlak Savunması)
Hey! Neden biraz önce aktive etmedin? Bilge Kral Raphael bu konuda
soruma cevap verdi. Neredeyse sürprizde sınırıma ulaştım. Neyse
[Çözüm. Kutsal nitelik Covenant King Uriel’s Absolute Defense'ı
savunmasından geçebilir. Bu yüzden onu aktive etmek için bir sebep yoktu.]
(Raphael)
Vb. şeyleri duyurdu. Mükemmeliyetçiliğin bile bir sınırı vardı. Hinata
ile yaptığım önceki savaşta, o kutsal nitelikli saldırıların analizinin
imkansız olduğunu söyledi. Raphael'in analizine dayanarak Mutlak Savunma’nın delinmesinin
sebebi, saldırıların içeriğinin Ruh özü ve Gölge özünden oluşmasından
kaynaklıydı. Saldırılar geçecekti çünkü Mutlak Savunma sadece büyüsel
saldırılara karşı savunma yapabilirdi.
Rapheal böyle düşünmüştü, çünkü o, ufak çaplı hareketleri yapabilirdi,
bunların tahmin edilmesinin imkansız olması noktasında haklıydı. Peki neden
Rapheal kendine bu kadar güveniyorken bunun hakkında konuşuyordu? Başka bir
deyişle Raphael, Hinata'nın saldırısını engellemek için mükemmel bir çözüm
bulduğu anlamına geliyor değil mi?
[Çözüm. Kısa zaman önce, Gluttonous King Beelzebub u yok eden Melt
Slash (Erimiş Kesiş) analizi bitti. Sonuç, kutsal kılıç tekniği Melt Slash elde
edildi. Bu durumda bu öngörülemeyen bir olaydı, şimdi Ruhsal özün
hareketlerinin yasalarını anlamak mümkün] (Raphael)
Hmmm........Nn? Bekle bir dakika, beeekleeee bir daaakiikaaa. Eh? Yani
bunun anlamı eğer ben Hinatanın kılıcından direk bir vuruş alsaydım bile hiç
bir hasar almama ihtimalim mi vardı?
'........'
Oi! Beni görmezden mi geliyorsun? Bu piç.....Yani bunun anlamı, cevabımı
cevaplamıyorsun, huh? Eh? Ama..... Bekle bir dakika, eğer daha öncesinde,
Hinata Melt Slash la bana vurduğunda, ölmeyecek miydim?
[Çözüm. Tabi ki. Burada büyük bir hasar alma ihtimalin vardı ama hemen
yenilenmek mümkündü] (Raphael)
O zaman, neden paniklemiş görünüyordu? Belki de .....O benim Melt
Slash ı yememi ve analiz etmemi istiyordu, değil mi?
'..........'
Oh! Hala cevap vermek istemiyorsun! Bu varlığın tepkileri yavaş yavaş
üst sınıf olmaya başlıyor. Eğer bir insanla karşılaştırılırsa, o iyi bir
entrikacı olurdu. Bir egosu olsa bile, ona dürüstçe inanıyorum....... Ama, kesinlikle.
Çünkü bu benim dilediğim bir şeydi. Saldırıya karşı dayanabilir miyim? Ayrıca
ben de kullanabilir miyim? O anda dileklerimi hemen anladı ve uyguladı ha? Bu yetenek(Raphael)
boyun eğmiyordu. Yok hayır .Bu yetenek benim gibi biri için çok iyiydi.
[Hayır,ben sadece efendim uğruna varım] (Raphael)
Bunu hemen reddetti. Humph, teşekkürler. Bundan sonra sana
güveniyorum, Partner! Ama... gizlice bir şey yapmaman için sana yalvarıyorum. Hızlı
bir şekilde Bilgelik Kralı Raphael ile aramızdaki değişim anında sona erdi. Ve
Covenant King Uriel’s Absolute Defense çağırarak, sol elim Hinata'nın kılıcını
yakaladı. Şaşkınlıkla Hinata gözlerini genişletti. O kadardı. Bu benim Hinataya
karşı en hızlı vuruşumdu.
“Benim için tamamıyla bir zafer, Hinata!” (Rimuru)
Konuştuğum gibi, Melt Slash ı kullandım. Bir ışık parladı. Gözlerin
bile izleyemeyeceği bir ışık vuruşu, Hinatanın elindeki kılıcı parçaladı ve
vuruş Hinata’nın boynuna ulaşmadan önce durdu. Maç sonuçlandı. Hinata
şaşkınlıktan donmuştu, ama
[Bu tamamıyla benim yenilgim, Rimuru. İstediğini yapabilirsin......]
(Hinata)
Böylece homurdandı ve gözlerini kapadı. Savaş benim zaferimle
bitmişti. İyi o zaman. Sonunda,Hinata bana karşı alçak gönülü oldu, o sonunda
benim sözlerimi kabul mu etti? Böylece kutsal şövalyelerin saldırısı ortadan
kalkmıştı. Daha doğrusu ben tek taraflı bir savaş hissettim. Daha önce kasten
böyle bir şey yapmamıştım. Sonrasında temizlik yapması zor olacak, ama suan
için problem çözüldü.
Gelecek Bölüm: Konuşabilme Şansı
DN/RGN: Merhabalar
Gençler. Öncelikle sizden özür dilemek istiyorum. Normalde bu bölümü Cumartesi
atmış olacaktım. Bugüne de yeni bölüm gelecekti. Elimde olmayan sebeplerden fırsat
bulamadım. Kusura bakmayın. Pek vaktim yok ondan kısa tutacağım.
Gelin bakalım. Bu
bölümden sonra gelecek bölümde neler var. Souei yeni takipçilerini ne zaman işe
alacak. Shion kaş yaparken göz çıkarmış olma ihtimali var mı acep. Kolları
takayım derken başka yerleri çıkartmış gibi 😊 Raphael-san Rimuru’nun arkasından başka hangi
işleri karıştırıyor. Hinata yenildikten sonra Rimuru’ya itaat edecek mi.
Şövalyeler şehre girecek mi. Bunlar bir sonraki bölümde. (Çaktırmayın, bölüm
çevrilmiş ama düzenlenmesi gerek ☹)