077–Ramiris’ in Raporu

Font Size :
Dark Mode
Reset Mode




077–Ramiris’ in Raporu




Çevirmen: Bakakuun
.
.
.
Birden bire bir şeyler haykırarak içeri girdi…
N-Ne dedin!!!… Diye mi cevap versem ki?
Ramiris parmağıyla beni işaret ederek koşuyordu.
Arkasında ise Baretta nazik bir şekilde (kapıdan geriye her ne kaldıysa) kapatmaya çalışıyordu.

Nedendir bilinmez hareketlerini övmem gerektiğini hissettim.
Bana doğru koşarken Ramiris’ in bana doğru bir şey savurduğunu sezdim.
Birden bire bir şahıs, Diablo’ ydu bu, güzel kıyafetlere bürünmüş bir şekilde yolunu kesti.
Konferansın başından beri sessiz bir şekilde anlatılanları dinliyordu ama şimdi odayı işgal edenlerin istedikleri gibi davranmalarına izin veremezdi.
Ne desem ki? Ramiris hızlı bir şekilde alıkonuldu.
Serbest kalmaya çalışırken,
[B-Bekle! Ne yapıyorsun!!!]
Dedi.
Ne kadar da tatmin edici bir kişiliğe sahip. Ondan bir İblis Lordunun ağırbaşlılığını sezmesem de yine de (davranışları) beni tatmin ediyordu.
[Rimuru-sama, şüpheli bir şahsı ele geçirdim. Nasıl hareket etmemi istersiniz? Şehrin yaklaşmakta olan sonu gibi salakça şeyleri ağzına alıyor, onu yok etmemi ister misiniz?]
Diablo bana doğru yaklaşarak nazikçe sordu.
[Geeeh! Bütün gücümü kullansam da kaçamıyor muyum?!
B-bu! Ezik bir benlik değil ha?
Neler oluyor! Ne yapmışım ki ben?!]
Her zamanki gibi kahredici derecede gürültülü Ramiris.
Dürüst olacaksam, Ramiris’ in iki katı büyü enerjisine sahip Diablo’ dan kaçabilmesi imkansız.
Yani bu bir İblis Lordu ha?
Nedense İblis Lordlarının ezik görülmelerinin sebebinin Ramiris olduğunu düşünmeye başladım.
[Rimuru-sama, siz bu periyi tanıyor musunuz?]
Fuze sordu.
Aah, konferans bir kez daha bölündü. Biraz daha sonra gelse olmaz mıydı ki?
Görüyorum ki halen daha duruma göre hareket etmeyi öğrenememiş.
[Evet, Peri Ramiris’ i tanıyorum.
Aynı zamanda kendisi İblis Lordlarından birisi, gibi…? En azından öyle olduğunu söylüyor…]
[Hey! “Gibi” de ne gibi!
On İblis Lordunu arasında en güçlü İblis Lordu olarak benden korku duyarlar!
Labirentin sahibi Ulu Ramiris benden başka birisi değil!]
Diye kendisinden guru duyarak bahsetti, Diablo tarafından alıkonulmuşken.
Kendi benliğinin hiçbir ağırlığa sahip olmadığını halen daha habersiz.
[Ha? Bir İblis Lordu mu…?]
[Heeh, bu şey mi?]
Toplanmış olanlar cevap verdi tam da düşündüğüm gibi.
[Eh?
… Ehhhh?
Nasıl yani? Daha çok şaşırmanız gerekmiyor muydu?
Ben bir İblis Lorduyum, bunu bilmiyor musunuz! Bu sıkılmış bakışlar da neyin nesi?]
Yok yok.
Kendine bir İblis Lordu desen de şu an yakalanmış bir haldesin.
Belki de bundan dolayı herkes rahatlamış bir haldedir?
Diye düşündüm ama
[Yok bea… Demek istediğim, Rimuru-dono’ da bir İblis Lordu olduğundan diğer İblis Lordları ile tanışmışlığı olmasını bekliyordum…]
[Veldora’ nın yeniden doğuşundan sonra neredeyse ölecekken bunun gibi sıradan şeyler beni şaşırtamaz artık…]
Birbirlerine bakarak kafa sallıyorlardı.
Anlıyorum, düşünecek olursam tam da öyleydi, mantıklı bir yaklaşım.
Onlara zıt olarak,
[Haaah? Veldora yeniden mi doğdu?
Hepiniz bunadınız mı acaba?
Veldora eziğin teki, onu tek bir yumrukla yere serebilirim!
Hakkında konuşulmasına bile gerek yok. Yani, onun zamanı geçti de gitti.
Eğer birisinden korkacaksanız, benden korkun!]
Dedi yüksek sesle gülerken.
Her şeyden önce Ramiris’ in güçlü noktası konuşmak olacaktır herhalde.
Bu yüzden onun serbest bırakılmasını sağladım ve Veldora’ nın mekânına götürttüm.
[Kusura bakma Veldora ama onunla biraz kapışabilir misin?
O da bir İblis Lordu, bu yüzden aura’ ndan etkilenmeyecektir.]
[Hmm? Kusura bakma, şu anda mühim bir gizemi çözüyorum.]
[Ah, suçlu Yasu bu arada. Çözüldü değil mi?]
Ayrılırken bunları söyledim ve koltuğuma geri döndüm.
Veldora gözlerini kocaman açtı ve şaşkın bir ifade ile [Eh? Neden suçlunun kim olduğunu söyledin!]
Ramiris’ e dönersek, Veldora’ yı görünce anında bayıldı… ve sessizlik odaya geri döndü.
Yaramaz çocukları bir odaya yolladıktan sonra konferansa son vermeye karar verdik.
…………
……
Sonuç olarak, Kral’ ı serbest bırakarak Marki Myula ve Kont Herman’ ın sorumluluğu haline getirdik.
Ve Youmu’ nun da ilk şansta harekete geçmesini sağlayacağız.
Cüce Krallığı, en son zaferimiz nedeniyle, bizimle diplomatik ilişkilerde bulunacağını belirtti.
Büyü Hanedanlığı Sarion da Tempest’ i bağımsız bir ülke olarak kabul etti.
Ve otoyolu da bitirince bizimle diplomatik ilişkilerde bulunacaklar.
Bu iki ülke Batı Azizleri Kilisesi’ nin etki alanı içerisinde olmadığından açık bir şekilde hareket edebilirler.
Bu nedenle geriye kalan tek problem Brumund.
[Kiliseye elveda diyebilsek çok iyi olurdu.
Ama Kilise’ nin bunu sessizlik içerisinde kabulleneceğinden şüpheliyim…]
Ve bize en çok sıkıntı yaratan da bu.
Ama her neyi seçerlerse seçsinler kargaşanın içinde bulacaklar kendilerini.
[Bir şekilde üst makamları ikna edeceğim. Ettiğimde sizinle diplomatik ilişkiler kurmayı amaçlayacağız.
Bunu kabul edersin, öyle değil mi?]
Son kısmını bastırarak söyledi.
Tabi ki kabul ederim.
Kar ve kayıplardan incelendiğinde bile, Tempest en güçlü iki ülke -Askeri Ülke Dwargon ve Büyü Hanedanlığı Sarion- tarafından tanınmış bir ülke.
Bu yüzden bizimle diplomatik bir ilişki içerisinde bulunma şansı için etekleri zil çalmalı.
Ama Konsey üyeleri ülkeler ile karşılaştırıldığında terazinin hangi tarafa büküleceğini bilmek zor.
Cevabını biliyorum.
Şu anda Konsey ile barınmak daha karlı olacaktır.
Ancak, on yıl sonra onların eşiti haline geleceğiz ve yirmi yıl sonra da onları kat be kat geride bırakacağız.
Bu elimizde olan kaynakların incelenmesinden sonra Raphael tarafından yapılmış bir hesaplama.
Ama onlara bunu söylemeyeceğim, kendilerinin seçmesi lazım.
Bu yüzden esas problem Batı Azizleri Kilisesi.
Gerçekleşmesi kaçınılmaz bir kargaşa bekliyoruz, sadece Batı Azizleri Kilisesi ile değil aynı zamanda Kutsal Krallık Ruberium ile.
Ve bu büyük bir problem.
Demek istediğim, kazanarak diğerlerine ne kadar elverişli ve işbirlikçi olabileceğimizi göstermek zorundayız.
Yani bu problemler o kadar kolay bir şekilde çözülmeyecek.
Şimdi, her şey hareketlerimize bağlı.
Bu şekilde değişik beklentilere sahip çeşitli ülkeler ile gerçekleşmiş olan konferans sona erdi.
Birden bire gerçekleşmiş bu konferans tarihin sayfalarında önemli bir nokta haline gelecekti.
Ama tabi ki bunu o zaman bilemezdik.
* * *
Konferans sonrası temizliğin ortasında,
Sanki bir şeyi unutuyormuşçasına bir şey hissettim…
[Ah sen! Bu da ne, bu da ne demek!]
Gürültülü bir şey geldi.
Hatırladım, o gelmişti.
Yüzü gözyaşı ile kaplıydı, açıkça dinlenmek istiyordu.
Normal.
Veldora’ yı gördükten sonra bayılmıştı ve kendisine geldiğinde Veldora onu manga’ nın güzel mi güzel dünyası ile tanıştırmıştı, konferansın sona erdiğini bile fark edememişti. Bütün bu zaman Veldora ile sıkı fıkı takılıyorlardı.
Herkesin hareketlendiğini fark edince esas amacı aklına gelmiş olmalı.
Baya vurdumduymaz bir kimse olduğundan ağzından önemli şeylerin çıkmasını beklemiyorum.
Ama dediklerini duyunca yabancı konuklar yola çıkma hazırlıklarını durdurdu.
Ve Ramiris diye adlandırılan benliğin varlığını hatırlayarak koltuklarına geri döndüler.
Gördüklerinden memnun olarak geriye doğru eğildi, zavallı göğüslerini belirterek.
[Bir daha söyleyeceğim! Tempest adlı ülke yok olacak!!!]
Diye haykırdı.
[N-Ne dedin!!!?] (monoton bir şekilde)
Bir çeşit aizuchi şeklinde sordum. (TL: Aizuchi: dinleyenlerin gerçekten dinlemekte olduğunu anlamak için gerçekleştirilen cevap şekli – Öğretmenlerde fazlasıyla görülen soruya soru şeklinde cevap verilerek karşı tarafın gerçekten anlatılan şeyi anlayıp anlamadığını anlama metodu)
[Fufun! Yani bende bunun gibi bir son istemiyorum da,
Bu yüzden minnettar ol, sana bu raporu iletebilmek için buralara kadar geldim!]
Söyleme biçimi karşıdakini baya alçaltıcı olmaya başladı.
Onunla oynamaya devam edersem baya uzayacak bu iş, bu yüzden sadede gelelim.
[Pekâlâ, neden yok olacakmışız?]
Bunu duyunca yüzündeki ifade ciddileşti ve bulunan bütün devlet adamlarına baktı.
Ve biraz düşündükten sonra,
[Yani, bu insanları hiç ilgilendirmeyen bir şey değil, bu yüzden sıkıntı yok. Dinleyin.
İblis Lordu Clayman’ ın önerisi üzerine İblis Lordları Walpurgis Şöleni (Ziyafeti) ni gerçekleştirecek.
Onu destekleyenler ise İblis Lordlardı Frey ve Milim.
Üç İblis Lordu tarafından önerildiğinden, önerileri kabul edildi.
Bana da bir davetiye geldi.
Şölenin konusu [İblis Lordu Karion’ un öldürülmesinin intikamının alınması]
Ve…
Suçlu [Kendisine İblis Lordu diyen haddini bilmez Rimuru]
Acaba… Kendini bir İblis Lordu olarak adlandırdın mı?]
Diye sordu vurdumduymaz haline hiç benzemez bir şekilde.
Toplanmış olanlar dedikleri üzerine titrediler. Görünüşe göre ciddi bir şeymiş.
Bu arada İblis Lordu Karion’ da kim? Onunla savaşıp savaşmadığımı hatırlayamıyorum?
[Kendime İblis Lordu demiş olmam doğru ama İblis Lordu Karion’ un öldürülmesi hakkında bir şey bilmiyorum…]
[Bir dakika!!! Karion-sama’ nın öldürülmüş olması doğru mu?!]
Sözümü keserek Grucius konuşmanın arasına daldı.
Hmm? Acaba Karion’ un hizmetkârlarından birisi olabilir mi?
[İblis Lordu Ramiris, lütfen soruma cevap verin. Karion-sama gerçekten defedildi mi?]
[B-Bir dakika! İnsanlar konuşurken aralarına girmez misin acaba!?
Aman her neyse,
Rimuru öldürmemiş gibi gözüküyor, bu yüzden bu işte bir iş var gibi.
İşte şimdi süper dedektif Ramiris’ in zamanı değil mi?
Eğer durum bu ise bildiriyi yapan kişi en şüphelidir!
Diğer bir deyişle… Şüpheli İblis Lordu Clayman!]
Grucius’ un dediklerini tamamen yok sayarak direk sadede geldi.
Ancak, ne kadar bana ah çektirse de, bulgular Bilgelik Lordu Raphael tarafından da doğrulandı.
Ramiris’ e gelirsek biraz önce okuduğu mangadan alıntılar yapıyordu.
[Hey, bende bulgularınla hem fikirim ancak lütfen Grucius’ un sorusuna cevap ver.
İblis Lordu Karion gerçekten yenildi mi?]
Toplananlar sessizleşti, cevabını bekliyorlardı.
Büyük ülkeler için bir İblis Lordunun yenilmiş olması büyük bir olaydı.
Bu İblis Lordlarının arasındaki dengenin bozulmuş olmasını ima ediyordu.
Ama Ramiris bunun gibi şeyleri kafaya takmıyordu.
Hiç ama hiç umursamaz bir şekilde,
[Ha? Bilmiyorum. Bana gönderilmiş olan davetiyenin içerikleri bu kadar?]
Diye ilgisizce cevap verdi.
Sonuçta bir çocuk o daha. Ancak buralara kadar haber vermek için gelmiş olması bile iyi bir şey.
[Pekâlâ, neden bizimle bu bilgileri paylaştın?]
[Hmm? Ah, şey, sen ölürsen Baretta’ ya ne olacağından endişelendim?
Bu yüzden dostun olmaya karar verdim ve buraya geldim.
Bu nedenle burada labirentimin bir girişini açacağım, tamam mı?]
[Haber verdiğin için minnettarım ancak bu ve o ayrı şeyler!
Ve şimdiden Baretta’ ya da kendi oyuncağınmış gibi davranmıyor musun?]
[Eeeehhhhh… sıkıntı olmamalı, öyle değil mi? Küçük şeyleri kafaya takma!
Daha önemlisi, Baretta da merhaba demek istedi, Heeeeey buraya gelsene!]
Diğerlerini hiç dinlemeden istediği gibi hareket ediyordu.
Görünüşe göre konuşma sonuna geldi.
Ne kadar da özgür-kişilikli bir şahsiyet kendisi!
…………
……
Her neyse, dağılmaya karar verdik.
Sonuçta Ramiris’ ten (daha fazla) bir bilgi edinemeyeceğiz.
Misafirlerimize elde edeceğimiz yeni bilgileri paylaşacağımızı söyledikten sonra, memnun bir şekilde ayrıldılar.
Ve konferansta sona erdiğinden ayrılışları için hazırlıklarda bulunduk.
Yani, Cüce Krallığı direk bağlantıyı kesti de.
Fuze’ ye gelirsek, burada bir gün dinlendikten sonra Brumund’ a geri dönecek.
Dük Elalude kızıyla biraz daha konuşmak istediğinden birkaç gün kalacak.
Gerçekten gelişine gerçekleşmiş bir konferanstı ama önemli şahsiyetler toplandı.
Ve bencil bir peri konferansın tam ortasına atlamış olsa bile bu konferansın iyi geçtiği kantatındayım.
Bu şekilde gelişi güzel yaşanmış olan konferansımız sona erdi.
* * *
Pekala, odaları değiştirdikten sonra, bölümleri bir araya getirdim – Youmu, Myulan ve Grucius’ la birlikte.
Küçük konferans odasını kullanmamıza rağmen oturacak yer bulabildik.
Fuze’ nin toparladığı bilgilere göre Walpurgis Şöleni, bütün İblis Lordlarının toparlandığı bir geceymiş.
Bu geceyi organize edebilmek için üç kişinin onayı gerekiyormuş. Gerçekten güçlü şahsiyetlerin toplantısı.
Şölene katılmayanlar ağır sonuçlara ile karşılaşıyormuş, sonuçta bu sözleşme bütün bencil İblis Lordlarının arasında gerçekleştirilmiş bir şey.
Evvela, bu şölenler baya az yapılıyormuş ve insan edebiyatında da çok az bahsediliyormuş.
Ama yine de genelde “Walpurgis Şöleni” ismi (Yüce) Kutsal Büyü Savaşı ile ilişkilendiriliyormuş.
En sonuncusu bin yıl önceymiş ve akıl almaz kayıplara ve felaketlere neden olmuş.
Bu nedenle, bu şölen kaos ve yıkımı getirmesi ile biliniyormuş.
[Şu anki hedefleri Rimuru-danna, bu yüzden kendinizi hazırlamalısınız.
En kötü senaryoda sekiz İblis Lordu düşmanınız haline gelecek.
Tabi bu İblis Lordu Ramiris’ e güvenecek olursak…]
Dedi Fuze beni endişelendirerek.
“Yani, bir şeyler yaparız yahu” demek istedim ona güven vermek için.
İblis Lordları tarafından avlanıyor olmam… Üzerime çok gelmeyin.
Bu yüzden, buna karşı gelebilmek için bir toplantı gerçekleştirmeye karar verdim.
[Pekâlâ, sanki konferansa sonsuz bir şekilde devam ediyormuşuz gibi gelebilir, anlıyorum, ama lütfen dayanın.
Şu anda burada [İblis Lordunun Walpurgis Şöleni] için toplandık.
Ramiris’ in raporuna göre hedefleri benim.
Ne yapmamız gerektiğini düşünüyorsunuz?]
Her zaman yaptığım gibi ne düşündüklerini sordum.
“Evet!” diye heyecanlı bir şekilde elini kaldırdı Shion.
Onu işaret ettiğimde,
[Bütün İblis Lordlarını alt etmemize (ezip geçmemize) ne dersiniz?]
Bir salağa söz vermek… tamamen benim hatam.
Alnımdaki damarlardan birisinin hiddetli bir şekilde attığını hissettim. Bunun gibi bir şey daha önce de yaşanmamış mıydı…
[Shion, hepsini nasıl alt edeceksin? Gerçekçi bir fikrin var mı acaba?]
Dediklerimi duyunca utanmış bir şekilde kafasını eğdi.
[Ancak, İblis Lordu Milim’ in Şöleni desteklemiş olması ilginç. Bana soracak olursanız baya şüpheli bir durum.]
Souei bunun altını çizdi.
Bende aynı şeyi düşünüyordum.
[Aynen. Milim-sama’ nın Rimuru-sama’ ya ihanet edebileceğini düşünemiyorum.
Bu kanıtı olmayan bir his ama hislerime güveniyorum.]
Dedi Benimaru.
Anladım, kanıtı olmasa da ha?
Olay şu ki Milim tarafından ihanete uğradığımı hissetmiyorum.
Bilgelik Kralı Raphael de elinde az bulgu olmasına rağmen, aşırı büyük bir değişim söz konusu olmadıktan sonra bunun gibi bir şeyin imkânsız olduğu tanısında.
Milim’ e güvenmeye karar verdim.
[Kufufufufu. Yani, olay eğer bütün İblis Lordları ile savaşmaya gelecek olursa onları ezip geçelim.
Aslında İblis Lordu Rimuru-sama tek başına bile yeterli olacaktır!]
Shion kafa salladı ve başka birisinin kendi fikrine katılmış olmasına mutluydu.
[Aynen! Söyleyeceklerimi ağzımdan aldı!]
Hepsi kafa salladı.
Durum neden böyle oldu şimdi?
Görünüşe göre odanın yarıdan fazlası Veldora ile hemfikir.
Aman Yahu Dikkatli Olalım gurubu ise sadece Gabil ve Gerudo’ dan mı oluşuyor?
Herkes savaşmaya aşırı hevesli; oda kana susamış bir şekilde.
Birden bire savaşı arzulayanlar toplantıda çoğunluğu oluşturdu.
[Bekleyin az bir şey, rahatlayın.
Her neyse, Milim’ in bana ihanet edemeyeceği konusunda hemfikiriz.
Yani bir şeyler olmuş olmalı.
Ramiris’ in daha önce bahsettiği gibi şüpheli Clayman olmalı.
Bu yüzden ne olmuş olabileceği hakkında düşünmeliyiz.]
Toplantıyı tehlikeli rotasından çıkarmayı başarabildim.
Sadede gelelim.
[Ya? Ya?
Süper Dedektif Ramiris’ in hisleri tam on ikiden vurdu!
O halde, Clayman’ i ezip geçsek olmaz mı?]
[Anladım, mantıklı.
Tamam, gidip o herifi ortadan ikiye ayıracağım…]
[Hey, bekle, bekle! Biraz sakinleş Shion.
Hemen gidecekmiş havalarından çık… Benimaru ve Souei sizde!]
Cidden.
Bu istediğim yönde gitmiyor.
Ve Ramiris de kaptırmış kendisini.
[Bu arada, neden bu kadar güçlü iblisler burada toplanmış bir haldeler?!
(Onlara sahipsen) Baretta’ yı bana versen de sıkıntı olmaz mı!]
Dedi Ramiris.
Ne kadar da can sıkan birisi. Ne zaman pes edeceğini bilmiyor.
Ve hizmetkârlarımın güçlü olduklarını da fark ederek duruma kaptırıyor kendisini.
Bencilliği bir son bilmiyor!
[Karion-sama’ nın yenilmiş olmasına inanmıyorum. Acaba beni de Walpurgis Şöleni’ ne götürebilir misiniz?]
Dedi Grucius.
Hmph, belki.
[Sadece İblis Lordu ve iki, üç eskortu şölene katılabilir.
Şölen ile alakadar olmayan şahıslar öldürülür, farkında mısın?]
Ramiris cevap verdi.
Bu arada, sormak istediğim bir şey aklıma geldi,
[Hey, onlara şölene katılacağımı söyleyebilir misin?]
Herkesin gözleri üzerimdeydi.
Demek istediğim eğer öldürüleceksem en azından gidip onlarla kendim tanışayım.
Bu aynı zamanda yeni bariyeri test etmek için de iyi bir fırsat olabilir ve eğer işler kötüye giderse kaçabileceğime inancım tam.
Yani gölgelerin içinde kıvranmaktansa gidip doğrudan saldırmak daha zevkli değil mi?
Daha önemlisi bu şehrin bir daha bir kayıp vermesine izin vermeyeceğim.
Eğer arkadaşlarıma saldırmayı düşünüyorsan cevabım için hazır olmalısın.
Aaah, benimde kafamın içinde bir beyin yerine kas var ha.
[Kuahahaha! Baksanıza gitmek için can atıyor! Anlaşıldı, bende gideceğim!
Ben de katılırsam İblis Lordları sonsuz korkuyu tadacaklardır!]
[Evet! Eğer Üstad Vel-chan gidecek olursa ben de güvende olacağımdır!
Baretta da yanımda olacağından savunmam mükemmel!]
[…Ne? Seni korumayı hiç ama hiç düşünmüyorum?] (Rimuru)
[Ueee?! Bu… bu çok soğuk bir cevap… Usta Vel-chan!]
[Ve bu “Üstad” şeyi de neyin nesi…] (Rimuru)
Ne zaman oldu bilmiyorum ama manga arkadaşı olmuşlar.
Arkadaş olmaları iyi de bu iki taraflıymış gibi gözükmüyor.
Bu şekilde, İblis Lordlarının telepatik bağlantısını kullanarak, Ramiris Şölene benim de katılacağımı bildirdi.
Ne kadar da gereksiz üstün bir yetenek bu – kullanıcının uzay-zaman kontrolü ile konuşabilmesini sağlıyor.
O bununla meşgulken, Baretta selam vermeye geldi.
[İblis Lorduna evrim geçirmenizi kutluyorum.
Bende sizin evriminiz sayesinde hediyeler elde ettim ve teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Sonuç olarak Ark Kukla’ dan Kaos Kuklasına evrim geçirdim.]
Dedi, içten bir şekilde diz çökerek.
[Aziz İblis Birleşimi] denen özel bir yetenek elde etmiş.
Sonuç olarak, neredeyse bütün fiziksel ve büyü temelli saldırıları yok sayıyor ve İblis-Aziz güçlerini birleştirerek Kaos Kuklası haline gelmiş. (İyi enerji ve kötü enerjisi birleştirebiliyor)
Yani, örnek verecek olursam, yakalandığım Kutsal Bariyerde Ark Kukla hareket edemezdi ama şimdi o bunun kat be kat üstüne çıkmış-evrim geçirmiş.
Bedeninde yeni ruh çekirdekleri ortaya çıkmış ve büyü çekirdekleri ile birleşerek Aziz İblis çekirdekleri haline gelmiş.
Onu gerçekten incelemek istiyorum ama şimdi bunun sırası değil.
[A-ah, sağlıklı olduğun sürece iyidir.
Bu olay bittikten sonra az bir şey konuşalım?]
[Anlaşıldı! Sözleriniz benim gibi birisi üzerinde harcanıyor. Bunun gerçekleşeceği zamanı dört gözle bekliyorum.]
[Evet, bende Ramiris’ in dediklerini yapmana sevindim.
Yani, mantıksız olan emirlerini yok saydığın sürece bir sıkıntı olmamalı.
Eğer Walpurgis Şöleni’ nde bir şey olacak olursa sana güveniyorum.]
[Bana bırakın. Beklentilerinizi karşılayacağım!]
Bunun gibi bir değiş tokuştan sonra Baretta yerine oturdu.
Ramiris’ in tek bir hizmetkârı olduğundan Grucius da onunla gidecekti.
Myulan da beslediği kini sona erdirmek istedi ama Youmu onu durdurdu.
Yani, savaş gücü yeterli değil.
Bu yüzden Baretta ve Grucius Ramiris ile katılacak.
Baretta ile konuşurken Shion bana acı içerisinde bir bakış atıyordu.
Eğer onu yanımda götürmezsem kesinlikle ortalığı yakıp yıkacaktır.
Bu nedenle Shion’ u da korumalarımdan birisi olarak götürmeye karar verdim.
Ve Ranga’ yı gölgemin içinden çağırarak,
[Beni seçeceğinizi umut etmiştim. İblis Lordları gibi benliklere karşı kaybetmeyeceğim!]
Ne kadar da güvenilir.
Bu şekilde karar verildi.
Benimaru ve Souei hayal kırıklığına uğradı ama yapacak bir şey yok.
Şehri korumak gibi bir şey de gerekişyor sonuçta.
Gabil ve Gerudo ile sağlam bir savunma hattına sahibiz.
Ne olur ne olmaz Kilise zapt etmek için bir grub yollarsa diye de Diablo’ ya çevreyi gözetletiyorum.
Kutsal Şövalyeleri indirerek Kutsal Bariyeri yok etmek birincil öncelik sonuçta.
Bu yüzden belki Souei’ de devriyeye eklemeliyim.
Ramiris’ in cevabı için beklerken öenmsiz şeylerle uğraşıyorduk.
Sonunda katılımım onaylandı.
Bunun nedeni İblis Lordlarının buraya kadar gelip saldırmanın el verişsiz olacağını düşündüklerinden olabilir.
Ama bu harikulade bir fırsat.
Şimdi Walpurgis Şöleni’ ne girebileceğim.
Karşılaşmamın kaderimde olduğu İblis Lordları – Leon Cromwell ve Clayman.
Ama bu sefer hedefim Clayman.
Ork Lordu olayını daha unutmadım.
Aynı zamanda Myulan’ ın olayı da var.
Ve daha önemlisi Milim hakkında endişe duyuyorum.
Son dualarını et.
Beni düşmanın haline getirdin.
Ben düşmanlarımı affedecek kadar naif değilim.
…Güzel bir kız olmadığın müddetçe…



Önceki Bölüm |          | Sonraki Bölüm