070–Hasat Festivali

Font Size :
Dark Mode
Reset Mode




070–Hasat Festivali





Çevirmen: Bakakuun
.
.
.
Lanet ola…
Bu… bu lanet olası ibliste neyin nesi!!!
(Kanlı Gölgelerin Başı) Reihim at arabasının içinde yere kapaklanmışken kaos içinde dans eden ışığın (neler yapabildiğini) gördü ve ne kadar tehlike arz ettiğini algıladı.
Canavarların şehri bir bariyer ile kaplamıştı ve askerleri de normal dışı olabilecek bir şey söylememişlerdi ona.

Peki…. Bu yaratık hangi lanet olası yerden çıkmıştı?
Aziz Şövalyelerin etkinleştirdiği bariyer, hatta daha güçsüz olan bir bariyer bile üst sınıf canavarların içeriye girmesini engellemeyi başarabilmeliydi (bariyerlerin kullanılma amaçlarından birisi buydu).
En azından (bariyerin kapsama alanı içerisindeki) bir yerden içeri girseler bunu fark edebilmelilerdi.
Her şeye karşın…
Düşünmeye bile gerek yoktu, acımasız bir şekilde adamlarını katleden bu canavar için bariyerler önemsizdi.
Kardinal Nicholas’ tan ödünç aldığı Kanlı Gölge Birliği birbirlerinden ayrılmıştı ve durumu gözetiyorlardı.
(Profesyonellerden) Onlardan da bu beklenirdi.
Reihim gibi ölü rolü yapıyorlardı (yere kapaklanmışlardı).
Eğer durum böyleyse…
Aldığı raporun ne kadar eksik olduğuna hayıflanıyordu.
Ona destek birlik teklifi yapıldığında (buna gerek olmadığını), ciddi bir şekilde bu öneriyi geri çevirmişti.
Sonuçta savaş ilan ederken orada burada istedikleri gibi taşkınlıklarda bulunmuşlardı ve aralarında görebildikleri tek güçlü canavarı da öldürmeyi başarmışları – bir kadını.
Karşı koymaya bile çalışmamışlardı.
Yani bu savaş bariyerin altında çantada keklik olmalıydı.
Batı Azizleri Kilisesi’ nin sayıları 1.000’ e ulaşan birliğinin (Kutsal Şövalyelerinin) kurduğu bariyerler sayesinde ordularındaki her bir asker B sınıfı olarak düşünülebilirdi.
En azından karşı tarafın bütün güçlerini kullanmaları beklenemezdi.
Şehirden kaçan canavarlar kolaylıkla sadece Krallığın Şövalyeleri ile katledilebilirdi…
Bu yüzden Sakaguchi Hinata’ nın teklifini geri çevirmişti.
Ama eğer burada olsaydı bile… onları bunun gibi bir şeyden koruyabilir miydi?
Bu şüphe aklını ele geçirdi ve hızlıca bundan kurtulmaya çalıştı.
Böyle bir şey imkânsızdı.
Sakaguchi Hinata en güçlü varlıktı; nasıl olurda ezik bir canavara yenilebilirdi?
Bunu düşündüğü an…
Savaş alanını sessizlik kapladı.
Sanki dondurucu bir yağmur gibi korku kalbini yağmaya başladı.
Ne… lanet olsun ne oldu?
Acı içinde çığlık atanlar, korku içerisinde ağlayanlar – neden birden bire susmuşlardı?
O anda,
[Ah, baksana şuraya… sağ kalanlar varmış.]
Mutlu bir şekilde bu kelimeleri ağzından çıkaran genç bir kızdı ya da daha sesi oturmamış genç bir erkekti.
Sağ kalanlar… mı dedi?
Ama bu kelimelerin onun ve Kanlı Gölgeler için söylendiğini anlayamadan…
Vücudunu saran amansız bir acı hissetti.
İki kolu ve bacağı yakıldığında en sonunda bu İblisi görebildi.
Bu noktada artık ne kaçabilirdi ne de karşı koyabilirdi.
Reihim’ in yapabileceği tek şey Tanrısına dua etmekti…
* * *
Özel Yetenek [Vicdanı Olmayan]… ha.
Yok canım… baya baya kalpsizim ben, tee hee~!
Bana karşı duydukları korku normal, ama umutlarını kaybettiklerinde yeteneği etkinleştirebiliyorum.
Diğer bir deyişle, o anda, düşmanlarımın ruhları avuçlarımın içinde oluyor.
Yalnızca benim iradem onların sağ kalıp kalmayacağına karar veriyor.
Onların gitmesine izin versem de eğer bana karşı bir daha ayaklanırlar ise o anda onları yok edebilirim.
Ve bu saha araştırmasının da gösterdiği gibi kaçmakta olan düşmanlar üzerinde de etkili.
Düşman olarak tanımladığım herkesi hedef alıyor bu yetenek. Bu durumda gökyüzünde gördüğüm bütün ordu (düşmanım olarak tanımlandı).
Tam bir katliam yapmayı istemiştim; evet, ama yine de, birkaç tanesinin kaçabileceğini bekliyordum. Yani, [Vicdanı Olmayan] sayesinde bu problemde çözüldü.
Hemen kullanamayacağımı düşünüyordum ama herhalde kullanabiliyormuşum.
Korku ile yönetmek isteyen (korku ile yöneten) hükümdarların imrenerek bakacağı bir yetenek.
Gelecekte bir savaşı sonlandırmak için yapmam gereken tek şey düşmanımın umudunu yok etmek.
Ah bir dakika, [Büyü Algısı] bir şeyler bildiriyor, 13 kişi.
Hayatta kalmış olmaları demek daha umutları var demek.
Tabi ki buna Kral dâhil değil.
Daha savaşma isteğini kaybetmemiş 13 kişi (savaş alanında bulunuyor).
Acaba içlerinde şehre saldıran Kanlı Gölge Birliğinden üyeler var mıdır?
Şimdilik kaçmalarını engellemek için ayaklarını Meggido (Tanrının Öfkesi) ile yakalım.
Bu arada, kollarını, bacaklarını parçaladığım bir sürü “insan” var – kısacası baya dağılmış durumdalar.
Acaba… ne yapsam? [Büyü Algısı] veri fazlalığı nedeniyle fazla yüklenme yaşıyor ve kafam dönmeye başladı!
Ah, evrimin gerçekleşmek üzere olduğunu duymuştum yani herhalde bilincimi kaybedeceğim.
[Ranga, orda mısın?]
[Evet, emirlerinizi bekliyorum, Efendim!]
Ranga gölgemin içinden ortaya çıktı.
Bana engel olmamak için ortaya çıkmamış ama yine de ne olur ne olmaz diye hazırda bekliyormuş.
Güzel,
[Ranga, bu pislikleri toparla ve şehre getir.
Onları öldürme.
Senden önce şehirde olacağım, Youmu’ ya haber veririm, onları ona bırak.]
[Kaçmış olanalar Efendim?]
Biraz düşündüm.
Üç kişi kaçtı, normalde Ranga onları kolaylıkla alt eder ama en azından A sınıfındalar, eğer işbirliği yaparlarsa Ranga’ yı tek başına yollamak tehlikeli olabilir.
Ama kaçmalarına izin vermek gibi bir amacım yok.
[Onları kovalamak için başka birini yollayacağım.
Yakalandıktan sonra gerisini sana bırakacağım.]
[Anlaşıldı! Emirlerinize itaat etmek için yaşıyorum!]
Ranga’ nın cevabını doğruladıktan sonra sanki ara verirmişçesine gücümü toplamaya başladım.
Ve 〈Üst Sınıf İblis Çağırma〉ayinine başladım.
Adak olarak ayaklarımın altında olan cesetleri kullanacağım.
Onları özümsemeyi düşündüm ama kullanışlı yetenekler elde edeceğime şüpheliyim.
Kanlı Gölgeler (bu iş için) yeterli olacaktır.
Nasıl bir İblis çağıracağımı bilmiyorum ama somutlaşamayacağından kullanışlı olduğu müddetçe memnun kalacağımdır.
Yani, kaçan ahmakları yakalayabilirse amenna,
[Sofran hazır, ortaya çık İblis ve bana itaat et!]
Ne kadar da duruma yakışır kelimeler seçtim!
İblisler acaba adaklardan memnun kalacaklar mı?
Tam bunun düşünürken üç İblis ortaya çıktı.
Daha önce (gödüğüm) A- sınıfındaki İblis’ i düşününce Kanlı Gölgelere göre daha güçsüzler.
Bunu düşünürken 30 tane çağırmayı düşünmüştüm ama sadece üç tanesi çağrıma cevap verdi.
Hey, hey 15.000 cesedin değeri bu mudur?
Yani, ruhlarını özümsediğimden belki…
Bu iyi değil, bu dünyaya geldim geleli ilk defa bu kadar aşırı uyuma isteği hissediyorum; başım dönüyor.
[Hey, siz, kaçmakta olan üç ahmak var. Canlı yakalayın ve hizmetkârım Ranga’ ya teslim edin.]
Dedim artık başımın dönmesine dayanamazken; bilincimi kaybetmeye yakındım.
Güvenli bir yere gitmeliyim!
Arkamdaki İblisler,
[İlk emrimizi aldığımızdan onur duyuyoruz. Bize bahşettiğiniz bu harika adaklar kalbimizi mutluluk ile dolduruyor!]
[Bu kolay mı kolay bir istek ey doğacak olan İblis Lordu! Daha sonra da altınızda çalışabilir miyiz?]
[…]
Bu şekilde selamlaştılar ama bilincim karanlığa gömülmek üzereydi.
[Sonra konuşalım. Öncelikle, işime yarayabileceğinizi gösterin. Hadi!]
Dedim ve Tempest’ e geri ışınlandım.
Bariyeri yok saymak için daha önceden bir büyü halkası hazırlamıştım – işe yaradı.
Benimaru bana doğru koştu, Youmu’ ya bir mesaj iletmesini emrettim.
Ve daha önceden hazırladığımız yere oturdum, bilincimi kaybettim.
Bu uzun uyku bu dünyaya geleli ilk kez tamamen şuurumun kapalı olduğu bir şeydi.
* * *
Rimuru savaşmaya gittiğinde şehirde kalanlar ikiye ayrıldı; bariyerin devamlılığını sağlayanlar ve dizlerinin üstünde dua edenler.
Bariyer büyü enerjisini dağıttığından bunu azıcık olsa da arttırmak için ellerinden geleni yapıyorlardı.
Herkes rolünü (üstün bir) görev duygusu içerisinde yerine getiriyordu.
Şehrin merkezinde Shion ve diğerlerinin bedenleri yatıyordu, bir bariyer tarafından korunuyorlardı.
Tam ortada Rimuru’ nun hazırladığı büyü halkası vardı ve yeni İblis Lordunu karşılamak için inşa ettikleri tapınak -mabet- vardı.
Bütün bunları çevreleyen bariyerin devamlılığını sağlayan gruptu.
Shuna da gönüllü olarak yardım eden Myulan’ la birlikte aralarındaydı.
Shuna düşündü,
Rimuru eskinden insan oluşu hakkında endişe duyuyordu ama bu hiç ama hiç önemli bir şey değildi.
Shuna için değerli olan tek şey partnerinin ruhu ile arasında olan bağdı; hissettiği bu bağ onun kalbine huzur getiriyordu.
Bu onun iradesine sonsuz bir haz ve nihai memnuniyet veriyordu
Eğer Rimuru’ yu kaybederse kesinlikle delirirdi.
[Rimuru-sama… siz yaşadığınız müddetçe biz yok olsak bile mutlu oldurduk.
Ama Rimuru-sama bizden birini kaybetmek bile dengenizi bu kadar alt üst ediyor…]
Diye kendi kendine söylendi.
Benimaru buna kafa salladı ve bu düşüncesine tamamen destek verdi.
Değişim sırasında iyi kalpli Rimuru’ nun kişiliğinin değişmesi mümkündü.
[İblis Lordu olduğunda lütfen bizi vahşi bir kişilikten esirge…]
Bunun olmaması için dua ettiler.
Benimarui Souei, Hakurou ve Kurobee Rimuru’ nun emirleri üzerine beklemedeydi;
Eğer beyinsiz bir canavara dönüşecek olursa hızlı bir şekilde onu yok etmek için.
Bu engel olmak istedikleri tek sonuçtu.
[Bunlar hep uyumaya devam ettiğin için oluyor, Shion… uyan artık.]
Bu fısıltı her şeyden çok bir duaydı.
Dua ettikleri herhangi bir Tanrı değildi aksine bir canavardı;
Daha önce beklentilerine asla ihanet etmemiş ve bu beklentileri karşılamaya devam edecek bir canavar.
Buna inandılar.
Ve sonra,
≪Bildiri. Şahıs: Rimuru Tempest’ in İblis Lorduna Dönüşüm [Hasat Festivali] başlayacaktır. Tamamlanmasının ardından, alakalı canavarlara bir hediye bahşedilecektir.≫
Şehirde toplanmış bütün canavarlar “Dünyanın Sesi”’ni duydu.
Görünüşe göre Rimuru işgalcileri katletmeyi başarmıştı.
O zaman sıra onlardaydı,
[Hazır olun! Efendimiz galip geldi, sıra şimdi bizde!]
Benimaru’ nun sesi şehirde yankılandı.
Şehir yeniden canlandı.
Rimuru Shion’ u kaybetti diye kendisini de kaybetmiş olamazdı.
Ve daha önceden de planlandığı gibi Rimuru geri dönecekti.
Döndüğünde bir aralarında şifreye karar verdiler.
Ne olur ne olmaz; Rimuru bir canavar dönüşürse diye.
[Pekâlâ, o zaman 『Shion’un yemekleri nasıl? 』diye soracağım.]
[Anladım yanıtı da 『Berbat』? Kim düşündü bu salak şeyi…]
Rimruru uykulu bir şekilde dedi.
Uykunun verdiği sersemlikten kelimelerinin ardında fazla bir güç yoktu.
Bu parolayı düşünen tabi ki Benimaru idi.
Daha önce ona zorla yeni bir tarifi tattırdığını hala unutmamıştı.
Yani uyandıktan sonra (Shion’ un) bir şikâyeti olursa… (Bunun gerçekleşmemesi) Rimuru’ dan istediği bir başka ricaydı.
Keşke her şey planlandığı gibi gerçekleşe.
Benimaru ve diğerleri planın gerçekleşmesi için can havliyle çalıştı, Dünyanın Sesini tamamen unutarak.
Kendilerine hediyeler bahşedileceğini duymamıştılar bile.
* * *
Rimuru derin bir uykuya daldı.
Bilinci karanlığa gömülürken insansı görünüşünü koruyamaz hale geldi ve “Slime” haline geri dönüştü.
≪Bildiri. İblis Lorduna dönüşüm, [Hasat Festivali] başladı.
Vücut tekrardan yapılandırılıyor, yeni bir türe dönüşülüyor. ≫
≪Doğrulandı.
Irk: Slime’ dan İblis Slime’ a dönüşüm… Başarılı.
Bütün parametreler (kabiliyet seviyeleri) üstün bir şekilde arttırıldı.
Özgür bir şekilde somut ve soyut (ruhani) bedene geçiş eklendi.
Irka özgün yetmekler [Ayrışma, Özümseme, Sonsuz Yenilenme].
Ek olarak, elde edilen dayanaklıklara yenileri eklendi…
Fiziksel Saldırı Etkisizleştirme, Doğal Etkileri Etkisizleştirme, Durum Değişimi Etkisizleştirme.
Ruh Saldırı Dayanıklılığı, Kutsal Büyü Dayanıklılığı.
Yeniden yapılandırma takibi yetenekleri kazandırdı;
Günlük kullanımda olan yeteneklere, [Büyü Algısı] [Isı Algısı] [Üstün Koku Alma] [Üstün İşitme Algısı] [İblis Lordunun Azmi] eklendi.
İşlem sonlandırıldı, evrim tamamlandı. ≫
Efendisine daha iyi hizmet etmek için kendi benliği, bilinci olmayan sadece özel bir yetenek olan [Ulu Ermiş] evrim geçirmek istedi.
≪Bildiri. Ekstra evrim denenecek.
[Ulu Ermiş], evrim geçirilmeye çalışıyor,
…başarısız.
…yeniden deneniyor.
…başarısız.
…yeniden deneniyor.
…başarısız.
…yeniden deneniyor.
Sonu gelmez bir şekilde bu işlem bu şekilde devam etti,
… Özel Yetenek [Şekil Değiştirme] ekleniyor… başarılı.
Özel Yetenek [Ulu Ermiş] [Bilgelik (Hikmet) Lordu Rafael]’ e evrim geçirdi.≫
Milyonlarca kombinasyon denendikten sonra en sonunda bir sonuç elde edildi…
[Hasat Festivali] bunun gibi bir hediye bahşetti; yeteneğin kendisinin evrim geçirmesi, bu dünyanın “Nihai Yetenek” olarak bildiği olgu.
Bu gerçekleşmesi neredeyse imkânsız olarak düşünülen bir şeydi.
Birçok başarısızlıktan sonra sonuç görüldüğü gibiydi.
Bu yeteneğin kendisinin Efendisine daha iyi hizmet etmek için istediği bir şeydi;
Ama sadece bir yetenek olduğundan mutluluk hissetmedi, ancak bir çeşit sempati hissetmişti.
Ama mutluluk yerine Efendisine karşı sempati hissetmesi…
Evrim geçiren yetenek Efendisinin isteği üzerine çalışmaya devam etti.
Ama isteklerini yerine getirmek için… belki de…
Yeniden evrim devam etti.
[Açgözlü] [Vicdanı Olmayan] ile birşleşti ve [Açgözlü Kral Beelzebub]’ a evrim geçirdi; efendisinin isteklerini yerine getirebilmek için.
Bu şekilde Rimuru’ nun bilinci karanlık içerisindeyken,
İsteklerini yerine getirmek için sessiz bir şekilde yetenekleri evrim geçirdi.
Ama [Hasat Festivali] burada sonuçlanmadı.
Rimuru’ nun bahşedeceği hediyeler alakadar olduğu bütün ruhlara verilmişti.
İşte bu evrime eşlik eden festivaldi; (bu yüzden adına [Hasat Festivali] deniyordu).
İblis Lordu Irkının Gerçek Maou’ ya (Saf Kan İblis Lorduna) evrim geçirdiği bir festivaldi bu.
Şenlik daha yeni başladı!
Bu dünyada Gerçek Maou’ ların sayıları azdı.
Gerçek Maou’ ya evrim geçirmek normal birisinin İblis Lorduna evrim geçirmesi kadar zor bir işlemdi.
On İblis Lordu arasında sadece dört tanesi Gerçek Maou idi.
Binlerce yıl yaşayanlar için bile bunun gibi bir sonuç garantilenmemişti.
Ork Felaketi buna benzer bir sonuç doğuracaktı ama değişiminin ortasında sonlandırılmıştı evrimi.
Bu şekilde İblis Lordları birbirlerini izliyordu, diğerlerinin Gerçek Maou’ ya evrim geçirmesini engellemek için; kendilerinden daha güçlü olmalarını engellemek için.
Ve şimdi aralarına yeni bir Gerçek Maou doğmuştu,
Dünyanın dengesini alt üst edecek ve aralarına kaos getirecek Gerçek bir Maou…

☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽



Önceki Bölüm |          | Sonraki Bölüm