Sono Mono Nochi Ni...
Önceki Bölüm || Seriye Git || Sonraki Bölüm
Çevirmen: Kylerxy & Redaktör: ggurcan
45.
Bölüm: Dayan Orlando
Orlando'nun kokusunu
takip ederek yakındaki bir ormana yöneldik. Meru'nun işaret ettiği yerin yakınlarındayken,
Orlando’nun hafif açık bir yerde kılıcını çektiğini görebiliyordum. Yaklaşık
olarak 10 haydutla karşı karşıyaydı. Haydutlar arasındaki en büyük adam küçük
bir kızı tutarken baltasının bıçağını boynuna dayıyordu.
Orlando'nun
hareketlerini engellemek için rehine kullanıyorlar gibi görünüyordu. Sırtından
küçük bir kan akarken Orlando'nun sol omzunu kesmişlerdi. Belki de onla gelen
bir hayduttan sinsi bir saldırı almıştı. Şuan da, ciddi bir şeyi olmaması iyiydi.
Beni fark eden Orlando durumu sordu.
''Wazu! Orada ne
yapıyorsun?''(Orlando)
''Ne... Sadece kontrol
etmeye geldim''(Wazu)
''Piç sen de kimsin?''
''Ah! Bu köyde geride
kalan şu geri zekalının arkadaşıydı''
Haydutlardan birisi
patron olarak kızı rehin alan Dev adama seslendi ve benim hakkımdakileri
söyledi. Ancak, benim arkadaşımı geri zekalı olarak çağırma yoksa... Seni
öldürürüm.
''Fuu~...yani sen
Kardeş gibi bir şeyin liderisin, değil mi?''(Wazu)
''Digonda Kardeşler!''
''Piç, sen Digondo
kardeşlerin lideri olan Digo-sama'yı bilmiyor musun?''(Digo)
Çevredeki haydutlar
bağırmaya başladı.
''Oh, daha önce duydum.
Köydeki haydutlar bana her şeyi söyledi. Şey, şuanda toprağa gömülmüş
olmalarına rağmen''(Wazu)
''''''... ? '''''
Haydutlar neyden
bahsettiğimi anlamamış gibi bana baktılar. Öte yandan, Orlando durumu hayal
ederken acılı bir gülüş attı. Bu ne kadar zordu biliyor musun? Hepsini gömmek.
''Ne hakkında
konuştuğunu anlamıyorum... Unut gitsin, daha sonra onaylayabilirim. İkiniz de
ellerinizi ya da ayaklarınızı hareket ettirmeye cesaret edemezsiniz''(Digo)
Dev tuttuğu kıza
baltasının bastırdı. Kızın gözlerinden yaşlar akıyordu, korkudan çığlık atamadı
ya da hareket edemedi. Orlando’ya seslendim
''Orlando, büyük adamın
icabına bakabilir misin? Sıkıntı yok, gücün yeterli. Sadece pratik olarak
düşün''(Wazu)
''... Tamam!''(Orlando)
''Piç, biraz bile
hareket etmeye cesaret ederseniz-----''(Gado)
Orlando başı ile
onayladığı sırada ortadan kayboldum.
''Kızların güvenliğini
garanti edemiyorum… Bu kızları öl... ''(Gado)
Adam elleri ile havayı
kavradığını gördü. Daha sonra şaşırmış bir ifade ile benim kızı tutmama baktı.
''N-ne... Nasıl olur...
Bu ne tür bir yetenek... ?''(Gado)
Sadece biraz ciddi
hareket ettim. Durumu anlamayan kız donuk halde kaldı. Kızı kavradım ve onu
sakinleştirmek için sırtını okşadım.
''Geçti, her şey yolunda.
Sadece biraz uzun süre bekledin''(Wazu)
Orlando, elimdeki kızı
görünce rahatlamış bir bakış attı. Onu sakinleştirmek için kıza bakarken nazik
bir bakışla bir kaç kelime söyledi. Daha sonra kızın yanakları kırmızıya döndü.
Seni kurtaran ben olmama rağmen... İç çekme... Kadınlar arasında hiçbir zaman
popüler olamadım, böyle düşünüyorum.
''Çocuklar, etrafını
sarın ve onları öldürün!''(Gado)
Dev ‘in sözlerini
takiben haydutlar etrafımızı sardı. Bunu izlerken Orlando'ya seslendim.
''Daha önce söylediğim
gibi büyük adamın icabına bak ve kalan haydutları bana bırak''(Wazu)
''Tamam!''(Orlando)
Orlando kısa bir cevap
verdikten sonra deve doğru koştu. Diğer haydutlar önüne doğru koşup önünü
kapatmayı denediler ama Dev adam baltasını sallayarak Orlando'nun ivmesini durdurdu,
kılıç ve balta çarpışmıştı.
''O benim payım! Siz
oradaki adamı öldürün!''(Gado)
Emri dinleyerek geri
kalan haydutlar birlikte bana saldırdı. Saldırılardan kaçınırken onları
tekmeledim böylece kıza vuramayacaklardı. Yani, kızı tutuyordum bu yüzden iki
elimde doluydu. Köydeki haydutlar gibi burada da başka bir dağ yapıyordum.
Çok geçmeden, bütün haydutlar
bir dağ gibi yığıldı. Dev sonuca hayretler içerisinde bakıyordu.
''İmkansız!''(Gado)
''O~ii, oraya bakmak
için zamanın olduğundan emin misin?''(Orlando)
Bu salağın verdiği
şansı kaçırmayan Orlando'nun kılıcı karnına ulaştı ve yüzeysel bir kesik
bıraktı.
''Piç, seni öldüreceğim!''(Gado)
Dev baltasını salladı,
ancak Orlando sakince kılıcı ile savuşturdu. Yine, de bazen Orlando tehlikeli
duruma düşüyordu. Anlaşılan birbirilerinin yetenekleri yakın gibi görünüyor.
Öyle olsa bile, Orlando biraz daha üstün gibi hissettiriyor. Oyuna bir türlü
hüküm süremeyen dev yavaş yavaş saldırılarında tedirgin bir ifade gösteriyordu.
Şansı kaçırmayan Orlando kendine gelen baltadan kaçınırken omzu ile vurdu,
Devin duruşu bozarak yere düşürdü ve Orlando başka bir kesim yaptı. Dev
duruşunu yeniden kazanmaya çalışırken yerden aldığı pisliği Orlando'ya doğru fırlattı.
Görüşünü kaybetmesine rağmen, Orlando kılıcı ile Dev ‘in göğsünü kılıcı ile
delmeyi başardı.
''Aaaa~ . . . . . .
''(Gado)
Orlando kılıcını
göğsünden çekerken Dev tüm gücünü kaybetmiş gibi yere düştü. Kılıcından düşen
kanı düşünmeyen Orlando zafer gülümsemesini gösterirken yüzündeki terleri
sildi.
''Şimdi daha güçlü
hissediyor musun?''(Wazu)
''Evet... fwuuh... Daha
önce tam emin değildim, çünkü sen dövüşürken beni ciddiye bile
almıyordun''(Orlando)
Zoraki bir gülümseme
ile kızı Orlando'ya emanet ettim. Yakalanan diğer insanları kurtarmayı ona bıraktım.
Mekânın korunma olasılığı olduğundan, ona dikkatli olmasını ve etrafı
incelemesi için uyardım. Ölü Dev adamı tek elimle kaldırdım ve diğer
haydutlarla bir araya getirdim. Onları yüklemeyi bitirdikten sonra yavaş yavaş
köye doğru yürüdüm.