02 - Peynir Çok Lezzetli

Font Size :
Dark Mode
Reset Mode



 Shinigami wo Tabeta Shoujo




Çevirmen: Shin

2.Bölüm: Peynir Çok Lezzetli

Genç omzundaki acıpla nihayet gözlerini açtı. Çevresi inleyen hastalarla doluydu. Bilinci tamamen acılınca, nefesi düzensizleşti. Derin bir nefes alıp, kararlı bir şekilde kendi vücüdüna göz ettı. Sadece uvzularının kopup kopmadığına endişeleniyordu. Çünkü eğer kopmuş olsaydı onu trajik bir kısa hayat bekliyor olurdu.

Şansına bütün uvzuları sağlamdı, kopmuş bir yeri bile yoktu. Sert yatağa yatırılmış, omuzundaki ve dizindeki okun isabet ettiği yerlere bandaj sarılmıştı. Anlaşılan kurtulmuştu, gencin rahatlaması için biraz daha zaman lazımdı.

İki eliyle yüzünü kapatıp, yaşadığını sindirdiği sırada, kordordan görmek istemediği hayatının kurtarıcısı geliyordu. Tepsinin içindeki sürahi ve 2 kuru ekmekle beraber.

Günaydın. Acıktın mı?”

... ... Bu, Burası?”

Antigua kelesi. Bizlerin evi. Yani acıktın mı?”

... ...Hayır, sadece su ver. Şu anda hiçbirşey yemek istemiyorum”

Yavaşça elini sallayarak redden gence, Schera işaret ederek sordu.

O zaman bu ekmeği alabilir miyim?”

Ahh, yiyebilirsin. Senin iştahını anlamıyorum”

Teşekkürler. Yiyebildiğin zaman yemezsen, sonra sorun olur. Çünkü hiçbir şeyi geçmişe döndüremezsin”

Gence bardağı uzatan Schera ekmeyi çok lezzetliymiş gibi çiğnemeye başladı. Mutlu bir şekilde, ham ve sert ekmeyi yavaşca yiyiyordu.

Bu kişi gerçekten mutlu diye düşündü genç.

... ... Söylesene, bizim takımımıza ne oldu?”

Jira bölüğünün yarısı katledildi, kaçabilen askerlerde yara bere içinde kaldı. Bizim takımızdan hayatta kalan sadece ikimiz ve başka üç kişi. Yazık oldu ama, takım liderini taşıyamadık”

... ... Takım lideri, ölmüş olmalı”

Artık yemek ısmarlayamıyacak olması gerçekten yazık oldu”

... ...”

Şanlı Jira bölüğünün komtanı savaşta ölüp, bölüktekilerin yarısından fazlası katledilmişti.

Düşman askerinin pusu kurduğunu öğrenen 3.Ordu birğinin komtanı General Yalder, defansta kargaşa çıkartmış. Hızlıca kaleye dönüp kapıları sıkıca kapatmıştı.

Diğer taraf, başkent bağımsızlık ordusu defansı kuşatıp, morallerini arttırmaya başlamıştı.

Jira'yı öldüren genç subay Fynn Kattef, bağımsızlık ordusunun kahramanı olarak omuzlara alınmıştı.

Şu anda izleyici durumundaki imparatorluk silahlanmayı hızlandırarak , ulasal sınır Alucia nehrini geçmek için olan arzularını bastırıyordu. Kuzeybatıda da askeri güç topluyor gibiydi.

Şu an aralarında gerginlikler yokmuş gibi gözüküyordu ama, savaş ilanı verilirse kıtayı kapsayan büyük savaşa dönerdi. Mevcut durum krallığın iç savaşıydı fakat, daha diğer ülkelerin dahil olduğu savaş değildi.

Ama bunun da zaman meselesi olduğu , herkezin gözünde açıktı.

Yeni üyeler gelene kadar, ben takım lideri temsilcisiyim. Rütbemde geçici Teğmene yükseldi. Kısaca anlayacağın üstün oldum.”

Şakayı orağına yap. Gülmekten yaralarım açılır”

Yalan değil. O zamanki düşmanın komtanı, yüksek rütbeliymiş. Onun olduğu kanıtını götürünce, övgü aldım. Birde lezzetli yemekler.”

O yenilginin içinde, Schera düşman askerinin kafsını getirmişti.Bu yüzden normalden daha fazla övgü aldı diyebiriz.
Bölük komtanından özgü sözleri almış, sıradaki karar verilene kadar şartıyla takım komutasını almıştı.

Gerçekte terfi amaçlı değildi, kim olsa farketmezdi. Çünkü yoldan toplanmış askerlerin lideri pozisyonuydu.

... ... ... Gerçekten mi? Dünyanın sonu geldi.”

Senin o yarayla bir zaman boyunca kalkman inkamsız görünüyor. Kırsala döndüğün zaman, elinden geldiğince akıllı dur. Ölene kadar tarlada çalışıp, bana yemek gönder lütfen”

Omzundaki ve dizindeki yarayla artık bir yararlılığı kalmamıştı. Biraz zaman geçtikten sonra memleketine gönderilir, iyleştiğinde geri alınırdı.

Gazi ödülü bu kadarlık bir şeydi. Maa, geri dönmeleri bile iyi denilebilirdi. En kötü durum savaş alanında terk ediliyor olacaklardı.Genç kendini rahatlattı. Şimdilik kurtuldukları için şanslı oldukları söylenebilirdi.

... ... Fuu”

O zaman kendine iyi bak. Bundan sonra bir daha karşılaşamaya biliriz”

Schera tepsiyi kolunun altına koyarak kalkmaya çalışırken. Genç önemli bir şeyi söylemeyi unuttuğu için panikle seslendi.

Aa, Bek-Bekle”

... ... Efendim”

Be-Beni kurtardığın için teşekkür ederim. Gerçekten, sen olmasaydın ben ölürdüm. Bu yüzden... teşekkürler”

Genç, gözleri buluşmuyacak şekilde eğildi. O zaman Ölüm Tanrısı'nın kafasını almak için geliyor gibi olduğundan korkmuştu. Kurtarıcının iyisi kötüsü olmazdı. Ama korkmuştu.

Bir dahaki sefer yemek ısmarlarsın. Tabikide pernir de olsun. Böylece eşitleniriz”

Schera yavaşca elini salladı ve ekmeği çiğneyerek hastalarla dolu olan koğuşu arkasında bıraktı.

-- -- Antigua Kalesi ana merkezi.

Kurmay subayların kasvetli yüzlerine bağıran, yüzü kapkara olan bir orta yaşlı adam vardı.

Bu kişi Krallığın 3.Ordusunun komtanı General Yalder'di.Hızlı öfkelenen ve kolay taktir etmeyen birisiydi ama, taaruz konusunda, krallıkta kimse onunla boy ölçüşemezdi.

Çelik Bölük, takma adını alacak ağır piyade ve ağır süvarileri içinde bulunduruyordu. Demir duvar denebilecek dayanıklı savunmaları vardı. Yalder askerlerini kanını dökerek yetiştirmişti.

Eşkiyaları ve isyancılara boyun eğdirerek, İmparatorlukla olan küçük çarpışmalarda mükemmel zaferler almış, gururuyla beraber başarılar elde etmişti.

Ama şimdi kolayca düşmanın pususuna yakalanmış, tek yoldaşı Jira'nın ölmesinin üstüne, birde 10.000 askerin imha edilmesine yol açacal büyük bir yanlış yapmıştı. Dudaklarını kan damlıyacak kadar ısırmış, Hemen patlıyacak gibi damarları şişmişti.

Siktir,siktir,siktir!! Orospu çocuğu isyancılar!! Bu şekilde, şanlı 3.Ordunun adı düşecek!”
Efendim, lütfen kalbinizi sakinleştirin. 10.000 askeri kaybetmiş olsakta, hala ana birliklerimiz sağlam. Şu anda bu kalenin defansını arttırmak öncelikli”

Genel kurmay başkanı Shidamo Arte sakince önerdi.

Yıkılmış bir asil aileden geliyordu ama, buraya kadar kendi çabalarıyla yükselmişti.

Tabikide kişisel bağlantıları arttırmaya özen göstermiş ve gururunu çiğneyecek işleri sayılmayacak kez yapmıştı.

Bunun sonucunda, mükemmek bir şekilde 3.Ordunun kurmay subayı pozisyonunu elde edip, Yalder'in güvenini kazandı.Yaşı 30 daha hala genç, arkasında durulursa daha yükseklere terfi etme şansı vardı.

Yalder'in sürpriz saldırı fikrine ilk baştan beri karşıydı ama, askeri subayların şevke gelmesini durduramayarak, usluca kabul etmekten başka bir şey yapamadı. Çünkü eğer komtanın hoşnutsuzluğunu kazanırsa, Sidamo'nun pozisyonı anında patlatılırdı.

Sonuç olarak onun endişeleri tutmuştu ama, bununla hoşnut kalamazdı. Çünkü Yalder'in düşüşü aynı zamanda onun düşüşünü de gösteriyordu.

Öyle bir şeyi demesende biliyorum!! Ama, majestelerinden 10.000 asker ödünç almışken, sadece kabuğmuza çekilemeyiz !! Diğerleri tarafından alay konusu oluruz!!”

Yalder tükrüklerini saçarak bağırıyordu.

Bağımsızlık ordusu -- -- Hayır, isyancı ordusu,Jira'nın teslim olmuş bölüğüyle uzlaşarak askerlerini bünyesine kattı.Dahası, kontrol ettikleri bölgeyi genişletmeye çalışıyorlar”

Başka bir kurbay subay isyancı ordusunun durumunu belirtti.

Bu şekilde elimizi geri çekersek, isyancılar daha da kibirlenirler. Krallığın iyliğini unutmuş yavşak sürüsü!! Hiç birini bırakmadan, aileleriyle beraber yok edeceğim!!”

Yalder masayı tam gücüyle yumrukladı. Dağılmış belgeleri sivil memurlar topladılar.

İmparatorluk ordusunda şu sıralar hareket yok. Bununla birlikte, ara sıra gözetleme yerlerinden garip işaret ışıkları yükseliyor ...”

Hmm, bu şey önceden beri olmuyor muydu? İmparatorluktakiler büyük eforla girip saldırı yapacaklarını sanmıyorum. İsyancı ordusunu arkadan desteklemekle elleri dolu. Kendi hakimiyetlerini güçlendirdiklerinde hata yok.”

Bir subay bunu doğru bulurken, sivil memur itiraz etti.

Fakat, casuslardan silahlanmayı artırıp askeri tatbikata yüklendikleri ile ilgili rapor var.”

Yapa yanlış bir bilgiye aldanmıştır. Şimdiye kadar kaç kez oldu! O zaman savunmayı güçlendirip, boşa çıkmış çabalarımızı unuttuğunu söyletmem”

Ülke sınırın savunmasını arttırmak normal bir şey. Buna boşa çaba demek biraz fazla olmaz mı? Ya İmparatorluk ülke sınırı aşarak saldırırsa ne yapacaksın!”

Hıh. İmparatorluk bütün askeri gücünü toplasalar bile, biz krallığın yarısı etmez. Savaş kazanmanın sırrı sayılardır.Yani ne kadar küçük çarpışmaları kaybetsekte, en sonunda zafer bizimdir. Siz sivil memurların bunu anlayacağını sanmıyorum”

Ne zaman eline geçtiği belirsiz bilgiyle, subay karşı çıktı.

Yarısı bile etmez mi? Bu ne zamanın raporu! İmparatorluk önceden beri silahlanmayı çoğaltıyor!”

Ne olmuş yani! Kaç tane tecrübesiz asker toplarsa toplasın fark eder mi?!!!”

Bununla beraber, subayın ve sivil memurun ağız dalaşı başladı. Her zamanki şey olduğundan, Shidamo durdurmaya çalışmadı. Karışmak bile aptalcaydı.

Efendim. Düşman şu anda kibirli olduğu için en iyi zaman. Asker sayısında bizler ezici üstünlükteyiz. Sıtrateji falan gereksiz, dimdirek giderek orayı başlarına yıkalım!”

Bölük liderinin biri cesurca sesini yükseltince, subaylar “Evet,evet” diye konuştu. Hiç akıllanmamışlar diye Shidamo vazgeçmişti ama, bunu yüzüne yansıtmadı. 3.Orduda her zaman olan bir şeydi.

Umu (onaylama efk), sizlerin önerileri benim için önemli! Biz Çekik Bölüğü'nün korkunçluğunu gözterelim! GenelKurmay Subayı Shidamo, farklı bir görüşün var mı?!”

Evet, isyancı ordusunun saklandığı Salbador Kalesi eski ve savunmaya uygun değil. Büyük ihtimalle Alucia Ova'sına pusu kuracaklardır.”

Masaya haritayı açıp, ovanın yerini gösterdi.

Eğer öyleyse, gelsinler. Bizim ağır süvarilerimiz onların üstünden geçecektir!”

Subayın biri, Krallık ordusunun at tipi taşı bir anda Salbador Kalesi'ne itti.

Onların küçük ordusu oldukça şanssız. Kalede saklanırlarsa başlarına yıkılır, dezavantajlarını farkedip ovaya çıkarlarsa bizim zaferimiz kesindir. Sizcede öyle değil mi?”

Özgüvenli bir şekilde gülerken, Yalder olağın üstü bir kaptaki suyu içti.

Düşman kesinlikle planla gelecektir. O ateş planı çok fazla dikkat gereklidir. Tümgeneral Jira gibi kızgın demire adım atamayız”

Ovaları meşgul edersek, pusu hakkında endişe etmeye gerek kalmaz. Gerek olsa bile azınlıktalar. Onları sorun çıkmadan indirebiliriz”

Düşmanda bizim planlarımızı okuyor. Direk olarak tuzak kurabilirler”

Genelkuymay Subayı, çok endişelisin. Böyle giderse erken öleceksin.”

Bölük Komtanının şakasına, etraftaki subaylar güldü.

-- -- Efendim. Bu aşırı endişe değil. Maksimum önlem alınarak izcileri göndermeliyiz.”

Anladım, anladım. Genelkurmay Subayı Shidamo'nun dediği doğrudur. Senin (Shidamo'yu kastediyor) dediğin gibi maksimum önlem alınarak bunun üstüne düşmanı tamamen ezeceğiz. Bu yeterli mi ?”

Efendim, benim aptalca fikrimi dinlediğiniz için teşekkür ederim!”

Shidamo sagılı bir şekilde başını eğince, Yalder kafasını iki kez sallayarak onayladı.

Pekala, biz 3.Ordu'nun amacına karar verildi. İsyancı kızın başını alarak, Jira'nın intikamını kendi elimizle alacağız! 80.000 kişilik askeri güç saldırıya, geri kalan 10.000 bu kalenin savunmasında kalacak. Yarından sonraki gün kalkıyoruz! Bireysel hazırlıklarınızı tamamlayın!”

Evet efendim!”

Askeri subaylar selam verip, sıtrateji merkezinden ayrıldılar.

Shidamo bir süre düşüncelere dalmışt ama, kafasını yavaşca sallayarak onları takip etti.

-- -- Antigua Kalesi, Kamp alanı.

Komşu bölgelerden toplana 10.000'lik büyük ordu geldiği için, en çok kullanılan kışlalardan Schera'gil kovulmuştu. Parça pinçik bir çadırda ve açık hava ateşinin etrafında dinlenmeye zorlanmışlardı.

Adamım. Krallığın subay adayları için olsada, bu soğuk kemiklerime işliyor. Ah çok soğuk. Donarak ölceğim resmen”

Böyle boş şekilde konuştuğun duyulursa, askeri polisler azarlaramalara maruz kalırsın. Beni de yakma”

Ölüm zamanında ve azarlandığımız zamanda beraberiz diye yemin etmemiş arkadaş değil miyiz. Bana ihanet etme”

Kapa çeneni. Az uzağa git. Benim öyle hobilerim yok”

Cidden, yemek miktarları da azaldı. Böyle devam edemem. Bunun üstüne yeni takım liderimiz o. Tepedekiler ne düşünüyor acaba”

Haha. Birazcık daha vücudu iyi olsaydı daha iyi olurdu. O kadar yemesine rağmen acaba nereye gidiyorlar? Ben birazcık daha göğüsleri büyük olanlardan hoşlanırım”

Ben için önemli olan kalçalar. Ne yazıkki, bizim takım liderimizin her iki tarafı da ılımlı”

Katledilmiş takımları birleştirerek oluşturulmuş takımı Shera'ya verdiler. Yaklaşık 10 kişilik küçük ölçekliydi.

... ...Bizler, Shera -- -- hayır, Takım Lideri Shera* tarafından kurtarıldık. Görünüşü böyle olsada, yetenekleri gerçek. Tek başına düşman askerlerini katletti. Sizlerde bir süre sonra anlarsınız.”

// Karakterin adı jp de böyle, ing de schera olduğu için öyle yazmıştım ama uymadığı için jp ye geri döndürdüm. Bu arada ana karakterin adının okunuşu “Şera” dır.

Tamam tamam. Bunu kaç kez duydum. Herneyse, bu kadar büyük bir komtanın bulunduğu takımsa, bizler de uzun yaşayabiliriz”

Ne kadar dürüstsün. Kısaca ölmediğin sürece her şey uygun. Öyleyse salakça kahraman olma arzusuyla saldırmasını izlemeyi umalım mı?”

Hahaha. Kahraman Lider Shera'ya şerefe!”

Şerefe!”

Askerler gülümseyerek içki içmeye başladılar.

Shera'nın grup arkadaşları, içinde çorba olan kabı tutarken titrediler.

...”

Ne oldu?”

Hiç bir şey. Hiç bir şey”

Garip birisin. Hali hazırda ısıtılmış çorban soğuyor. Hızlıca bitir. Çünkü şu anda huzurlu içkinin zamanı.”

Kendisini kurtaran Shera'ydı. O olmasaydı orada ölürdü.

Bu yüzden Ölüm Tanrısı gibi göründüğünü, ağzına almamalıydı.

Ölüm Tanrısının gölgesini net olarak görsede, bunu söyleyemezdi. Söylerse, sıradaki kendisi olabilirdi. Bu yüzden diyemezdi, Ölüm Tanrısının gözlerini çekerdi.

Su gibi olan çorbayı içince, asker açık hava ateşinin sıcaklığını hissetmek için ellerini uzattı.

Bu zaman civarında Shera , ikinci Teğmen rütbesiyle, soğuk havada zarif bir şekilde yürüyordu.

Şu aralar yemeğin miktarının azaldığından endişelensede, kurtardığı arkadaşlarından ekmek ve peynir ikram ediliyordu. Surların üstünde yıldızları izleyerek, olağın üstü akşam yemeğinin zevkini çıkarmıştı.

... Şüpeli insan gölgesi görüldü. Zaten işim olmadığı için baksam iyi olur. Belki lezzetli bir şeyler bulabilirim. Arada meyve yemek istiyorum. Şu aralar anca kuru şeyler yiyiyorum”

Dudaklarını yalayan Shera'nın gözlerinin ötesinde. Etrafını huzursuzca gözlemleyerek, adımlarını ses çıkarman ilerleyen birileri vardı.

Omzlarına büyük bir çanta yüklenmiş, resmen “Geceışığı kaçışı ” yapacak gibilerdi. Sayıları 10 gibi gözüküyordu ama, tam belli değildi.

Teğmen madalyasını elinde yavaşça çeviren Shera merdivenden inerek, şüpeli hareketlerde bulunan gruba doğru koştu.

Büyük orakğın eskmiş bıçağı avını bulmuş gibi ay ışında acımasızca parladı.