061–İlk Zindan Görevi

Font Size :
Dark Mode
Reset Mode



061–İlk Zindan Görevi


Önceki Bölüm |          | Sonraki Bölüm 


Çevirmen: Bakakuun
.
.
.
Şimdi Ulgrasia’ daki Ulg Ulusal Parkında bulunan [Peri Mağarası] denen bir yere gidiyoruz.
Öğretmen olalı çoktan bir buçuk ay oldu.
Tabi ki buraya gelmemin bir amacı vardı ama bu çocukları dışarı gezmeye çıkarmak çok zor.
Bütün bu zaman sınıf içerisinde ders çalışıyorlardı.
Kilisenin etki alanının büyüklüğünün bilinememesi nedeniyle Akademi dışarı çıkmalarına izin vermedi.

Ancak, çocuklar dışarı çıkıp oynamalı, Akademi de kapalı kalarak zamanlarını geçirmemeliler.
Bunu çocuklardan duyarak Shizu-san onları dışarı çıkarmayı düşünmüş ama reddedilmiş.
Nedense çocukları içeride tutmaya fazla çaba sarf ediyorlar, acaba Kilise’ yi mi fazla hafife alıyorum?
Her neyse, yapılması doğru olan şeyi yapıyorum.
Ve bu şekilde çocukları dışarı çıkarıyorum.
Öncelikle, çocukların ‘nü ezberlemesini sağladım.
Normalde bir yılda anlamaya (öğrenmeye) çalışmak bile imkânsız; sistemin alt yapısının anlamını ve büyü formasyonunun düzeni hakkında bilgiye sahip olmak gerekli.
Bu büyü ‘dende daha gelişmiş bir büyü, daha on yaşına gelmemiş çocukların öğretmek acımasız bir şey.
Ama 3 yıl harcasalar bile başarılı olamayabilirler; belki de teori ve benzeri şeyleri ezberletmeye gerek yok.
Adil olmasa da, bunun gibi zamanlarda yeteneklerin kendini gösterme zamanı.
[Şekilde Değiştirme] yeteneği ile sahip olduğum bilgileri toparladım ve çocuklara aktardım (çocuklarla birleştirdim).
Aslında bunun adil bir şey olmadığını düşünüyorum ama artık nasıl görüldüğüm hakkında seçici olmaya ihtiyacım yok.
Sonra, Ranga’ nın astlarından çağırdım, değişim yetenekleri ile çocukların şekline bürünmelerini sağladım.
Kendim için de bir klon yaptım ve hazırlıklar tamamlandı.
Dışarıya çıkma konusunda karşı çıkacakların olduğunu bilsem bile yine de bunu gerçekleştirmeyi seçtim.
Yuuki ile birkaç sefer bu konu hakkında konuştum ama bunun fazla tehlikeli olacağını düşünüyor ve fikirlerimiz çakıştı.
Onu ikna edebilseydim çok iyi olurdu ama maalesef bu boşa kürek çekmek olurdu. Zamanım olsaydı yavaş yavaş ikna edebilirdim ama çocukların fazla zamanı yok.
[Ulu Ermiş] çocukların en fazla 3 ayının kaldığını tahmin etti.
Rahatça sohbet edecek zaman yok.
Kendimi öğrenmeye çalışarak çocukları dışarı çıkarmaya çalışıyorum.
Neden mi öğrenmeye zorluyorum?
Nedeni basit, yolculuk ederken konaklayacak yer aramak zorunda kalmayacağımızdan Kilise bu durumdan etkilenmeyecektir (alarma geçmeyecektir).
Dahası, hedefimize ulaşana kadar Ulgrasia Cumhuriyeti’ nin içine girmemize gerek yok ve direk olarak Ulg Ulusal Prakı’ na gidebiliriz.
Ben ve Ranga çocukları alacağım ve daha sonra hızlı bir şekilde yolculuk edeceğiz.
Öğle yemeği zamanı gelmeden nü kullanarak çoktan sınıfa geri dönmüş olacağız.
Yemeği yedikten sonra yine ’ nü kullanarak kaldığımız yerden yolculuğa devam edeceğiz.
Büyüyü çocuklara kullandırmamın amacı ekstra büyü enerjilerini yakmaları için.
Eğer Azametli bir Büyü kullanılırsa yok olmalarını erteleyebiliriz. Çocuklar şikâyet etmeden onayladı.
Nasıl desem ki? İlk yolculukları (okul gezisi) müthiş heyecana neden oldu.
Başta korkmuşlardı ama benim ve Ranga’ nın üstün hızlı hareketlerimize alıştıktan sonra kocaman bir gülümseme ile durumun tadını çıkardılar.
Başta, sırtıma işeyen birisi vardı. Bunun gibi bir şeyin olacağını kim düşünebilirdi ki?
Ah… Onurlarını korumak için bilerek hiç biri bir şey söylemedi.
Bunun gibi küçük şeyler olurken en sonunda [Peri Mağarası]’ na vardık.
Ulgrasia Cumhuriyeti Jura Ormanı’ nı çevreleyen diğer ülkelerden çok farklı.
Batı Azizleri Kilisesi’ nin etki alanı içerisinde değil, ayrıca, bu küçük ülke Konsey üyesi de değil.
Bilgelik Ruhunun korumasını edinmişler.
Bu Sarion Büyü Hanedanlığı ile ticaret yapan bir ülke.
Ülkeye giriş ve çıkış için bir engel yok; bu ülkede nispeten suçlu sayısı az.
Nedeni açık, bu ülkede yaşayan bütün insanlar kullanıyorlar.
aşağı yukarı iki kategoriye ayrılabilir.
İlk olarak ,
Bu kategorideki büyülerin saldırı temeli daha fazla, ’ ye benzer.
Kullanırken Ruh (Peri)’ nin gücünü ödünç alınıyor, karşılık olarak büyü enerjisi gerekiyor.
kullanmak için bir hazırlık yapmaya gerek yok, herkes bu büyüyü kullanabiliyor eğer kontrat yaptıkları peri ile bağlılarsa. Ancak, periler tarafından tanımlanmak için onlar tarafından sevilmek önemli bir faktör.
Bu ülkede periler tarafından sevilen insan sayısı fazla.
Bu yüzden, biri on yaşına gelince kontrat seremonisi gerçekleştiriyorlar, eğer bu şahıs kontratı gerçekleştiremiyorsa yirmi yaşına geldiğinde ülkeden sürülüyor.
Vatandaş olma haklarını kaybediyorlar. Ancak perilerinde bir sürü türü olduğundan bir peri tarafından sevilememek ender bir şey.
İkici olarak ,
Bu kategoride güçlü bir peri ile kontrat yapılmış, bağlanmış olmak şart. Ancak, çağırımı gerçekleştirmek için hazırlık yapmak zorunlu ancak diğer büyü tiplerine kıyasla kolay.
Buraya kadar aralarındaki farkları karşılaştırmaya gerek yok. , kullanıcının bir parça gücünü gerektiriyor, bir diğer yandan ‘nda perinin kendi gücünü kullanmak mümkün.
Gücü haricinde diğer yönlerde solluyor.
Bu şekilde gücü ödünç almak, gücü kullanmak ile karşılaştırılamaz.
kullanıcısı için kullanıcısını alt etmek çok zor bir şey.
Rakibin, karşı tarafın kullandığı büyü sistemine yatkınlığı kötü olsa da bu eksiyi ile ters çevirebilir.
‘nün genel olarak tercih edildiği Ulgrasia Cumhuriyetine zıt Büyü Hanedanlığı Sarion genel olarak kullanılan bir ülke.
Aralarında fazla iletişim olduğundan ve kullandıkları büyülerin birbirleri ile yatkınlığı iyi olduğundan, birbirlerinin büyülerini geliştiriyorlar.
Ve bu şekilde amacımızı gerçekleştirmek için buraya geldik.
Amacımız tabi ki .
Alev Devi (İfrit) Shizu-san ile birleşmesi sonucunda gücünün taşkınlığının bir şekilde vücudun yıkımını engellemesi hakkında bir hipotez geliştirdim,
Üst sınıf peri büyüsü mü İfrti’ i kontrol etti yoksa Özel Yetenek [Şekilde Değiştirme] ile gerçekleşen birleşim mi bunu mümkün kıldı?
Her neyse, duruma anahtar olacak şey perinin kullanımı.
Duyarlı (Hissedebilen) Perilerin sayıları az ve Üst Sınıf Peri olarak adlandırılıyorlar.
Bu şehirde periler ile kontrat yapmak için iki yer mevcut.
İlki vatandaşların şehrin ortasında kontratı gerçekleştirilecekleri bir sunak ama burada Üst Sınıf Peri ile kontrat yapabilme şansı az.
Üst Sınıf Peri Büyüsü kullanıcısı için kontratını elde edebilmesi için başka bir yere gitmesi şart.
Burası [Peri Mağarası].
Burası yer altına, belki de gökyüzüne uzayan bir labirent. Tek girişi Ulg Ulusal Parkta.
Kapı büyük bir taşa işlenmiş ve kapıdan sonrası başka bir boyut.
Ama amacımız Üst Sınıf Peri ile kontrat yapmak, yani ilerlemekten başka şansımız yok.
Hazırlanmak için bir gece dinlendik.
Bu kapıdan sonra nü bir daha kullanıp kullanamayacağımız meçhul da imkânsız olmayacağına karşın bir hissim var.
Her neyse, Parktaki Büyü formasyonu dikkat çekmeyecek bir şekilde yapılmıştı. En kötü ihtimalle eğer içerisi şüpheli bir yer ise kaçmak için kullanılabilir ama bunun kullanışlı olup olmayacağı hakkında şüphelerim var, yine de garanti olması için yeterli.
Ve sonra,
[Hazırlıklar tamamlandı mı? İçeriye girdikten sonra çıkmayabiliriz, hazır mısınız?]
Soruma cevap olarak
[Tabi ki!]
[Sıkıntı yok!]
Gibisinden cevaplar duydum.
Sıkmayın canınızı korkmanızı gerektirecek bir şey yok. Son zamanlarda bana güvenmeye başladılar, daha önce bana karşı hissettikleri duygulardan farklı olarak.
Kara Kurtta dönüşerek yolumuzu kesen herhangi bir canavarı anında öldürdüm, bu bana güvenmelerinin nedeni olabilir.
Pekâlâ, yolculuğa devam edelim!
Burası hakkında, kütüphanede ararken bilgi edindim.
Maalesef, yerini belli bir şekilde açıklasa da içeride nasıl canavarların ortaya çıkacağı hakkında bir bilgi yoktu.
Sadece bir denemenin (test) olacağını yazıyordu, nasıl bir tehlike ile karşılaşacağız bilmiyorum…
Ben ve Ranga çocukları koruyabilir mi? Az bir şey endişeliyim.
Eğer yeterli değilse şimdilik geri çekilerek Benimaru ve diğerlerini çağırırım.
Her neyse, içeriye girdik ve dikkatlice ilerledik.
İçerisi, güneş ışığı girmese bile, aydınlıktı – aydınlık ışıklarla doluydu.
Ne olur ne olmaz [Büyü Algısı]’ nı aktifleştirdim, görünüşe göre görüş alanımda bir sıkıntı yok. Atmosfer ile ilgili bir sorun da yok. Çocuklar gönül rahatlığı ile içeriye girebilir.
Herkes içeriye girdikten sonra ilerlemeye devam ettik.
Ranga’ yı çocuklara bodyguard olarak atadım.
Bir labirentten çok düz bir yol…
Dikkatlice devam ettik.
…………
……..
….
Kafamın içerisinde harita oluşturabilmeme mutluyum.
Düz bir şekilde ilerleyebiliyorum, içeride bir kimsenin yol algısını şaşırtabilecek ve yoldan ayırabilecek bir sürü tuzak var
Arkaya bakınca aydınlatılmış yolu ışıklandıran mekanizmanın gölgeler içinde saklandığını görebiliyordum.
İleri baktığımda biraz önce saklı olan yol aydınlatılıyordu.
Anladım, burası geçekten bir labirent.
Normal bir yön algısı kullanılırsa kaybolmak mümkün.
Bu nedense birden bire korkutmaya başladı.
“Ah, Peki. Peki. Öyle mi”
“Buldum. Buldum Onu.”
“Oh. Ah. Oh. Ah. Oh Ah”
“*çatırtı* “kıkırdama* gülüşme*”
Birden bire kafamın içerisinde perilerin seslerini duymaya başladım.
Gerçekten güçlü bir iç ses, hayır, belki de bu Telepati mi?
“Ah Salak Ziyaretçiler!”
“Daha çok korkun ve dehşete düşün!”
“Daha çok ürkün!”
Ne kadar bencil kelimeler sarf ediyorlar.
Çocuklar ara vermeksizin etraflarına bakıyorlar.
Chloe ve Alice elbiselerime yapıştılar ve ayrılmıyorlar.
Ancak, ürkek Ryouta bile kızları korumak için kılıcını çekti.
Üç erkeğe çoktan kılıç verilmişti.
Kopyaladığım bir şeydi, saf İblis Çeliğinden üretilmiş kılıçlardı, kendilerine uygun şekle değişmişti.
Daha önce kullanacak şansı yakalamamış olmaları iyiydi, ancak…
“Çok iyi! Çok iyi!”
“Daha çok korku!”
“Eğer korku yoksa sıkıcı olur!”
Fumu.
Belli başlı bir odaya vardık. İstedikleri gibi ses çıkarmaları ancak can sıkıcıydı.
[Hey. Burada yaşayan siz misiniz? Acaba o zaman, siz Periler misiniz?
Buraya gelmemizin bir amacı var. Üst Sınıf Peri ile bir işimiz var.
Yani eğer mümkünse yolu göstermenizi isteyebilir miyim?]
Ne olur ne olmaz, sordum.
Şimdi, acaba nasıl bir tepki gösterecekler.
“Ahahahahaha!”
“Ufufufufufufu!”
“İlginç! Sürprizden daha da ilginç! Korkudan daha da ilginç!”
“Güzel. Güzel!*
“Sana söyleyeceğim! Ancak! Ancak!”
“İlerisi”
Yolun sonunda bir ışık belirdi.
Sanki bir davet gibi, yani, kabul etmekten başka bir şansım yok.
Yola devam ettiğimizde önümüzde büyük bir salon vardı.
Ve salonun tam ortasında da bir Dev mevcuttu.
[Hey, beni duyabiliyor musun? Eğer Dev’ i alt edersem, test bitecek mi?]
“Evet!”
“Yani.”
“Aynen öyle!”
O zaman basitmiş.
Çocukları Ranga’ ya emanet ettim ve sadece ben ilerledim.
“Ah! Ah! Amanın!”
“Tek başına mı savaşacaksın?”
“Fazla özgüven zararlıdır, biliyorsun değil mi?”
Benim için endişeleniyor musunuz? Yani, bu bir sıkıntı olmayacak.
Önümdeki Dev’ i inceledim.
İsim: Perilerin Koruyucu Golem’i(Geçici olarak)
Materyal: Büyü Çeliği
Yetenek: A Sınıfı Üzeri
Büyü Gücü: A Sınıfı Üzeri
Vay! Neredeyse kendimi kaybediyordum.
Kendimce çıkarımlarda bulunuyorum ama yetenekleri tehlikeli.
Büyü Çeliğinden üretilmiş üç metre boyunda Büyülü bir Kukla (Dev – Golem).
İzbandut gibiydi. Büyük olasılıkla ağırlığı 30 tondu.
Durumu basitleştirirsem, eğer birisi fiziksel saldırılarına karşı koyamazsa akıl almaz hasar alacaktır.
Fiziksel Saldırı Dayanıklılığına sahip olsan bile eğer altında ezilirsen bunun bir anlamı kalmayacaktır.
Onu incelerken ve nasıl saldıracağını beklerken Dev’ in silueti bulanıklaştı.
Yani hala onu görebiliyordum ama… Hareketleri bir kılıç ustasından daha hızlıydı.
Bu… Bu baya güçlü bir rakip.
Hızı ve ağırlığı, eğer vurursa bir trafik kazasından daha da yıkıcı bir hasar verecektir.
Ah ah, bu mu test? Beni öldürmeye mi çalışıyorlar? Şüphesiz.
[Hey, Hey!!! Bu şey de ne?
Siz, beni test etmiyorsunuz! Onun yerine öldürmeye çalışıyorsunuz!]
Diye haykırdım.
“*çatırtı* “kıkırdama* gülüşme*”
“Yani, evet, aynen öyle!”
“Yenebilir misin? Yenebilir misin?”
…Cidden?… Bunlar gerçekten neyi amaçlıyorlar?
B- Bunlar, salak mı?
İçimde baya sinirlendim ama ne kadar çocuksu olduklarını görünce sinirim geçti.
Bu iyi değil! Bu iyi değil!
Çocukların önünde bir centilmen gibi davranmalıyım.
Bilincimi kaybederek öfkeme yenilmem iyi olmaz, bu benim öğretmeye çalıştığım şey.
Yani, havalı ve sakin olan ben hiçbir zaman bilinçsizce sinirlenmedim, bu farkında olduğum bir özelliğim.
Heeheefuu, heeheefuu.
Nefesimi düzenleyerek arada biraz pay bırakarak dövüş pozisyonumu aldım.
Ha, ciddileşmesem de eğer hasar almazsam sıkıntı olmaz.
Baya hızlı ama ben o şeyden daha hızlıyım. Ses hızında kaybolabilen biriyim ben.
Yani, belki [Kara Yıldırım] ona karşı efektif olmayacaktır. Çünkü metalden yapılmış. Elektrik akımı onu yok sayarak toprağa akıp kaybolabilir.
Öğrendiğim büyüler arasında da kullanabileceğim bir büyü yoktu. [Su Kılıcı] ve [Alev Topu] da kullanışsız.
Ayrıca, kılıç ile kesmeye çalışmak da tartışma konusu değil. Kesmek mümkün olsa da kılıç kırılabilir ve zahmetli olduğundan bunu yapmayacağım.
Koca bir Büyü Metali parçası, keşke es geçebilsem bununla kapışmayı. Bu Büyü Kuklası (Golem) aşırı sertliğe sahip ancak hızlı, bu çok az zayıf noktası var demek, ne kadar da zahmetli bir düşman!
O zaman, küle dönüşene kadar yaksam mı…?
[Hey, Özür dilemenize izin veriyorum ama özür dilemiyorsunuz, yani bu şeyi yok etmem de bir sıkıntı yok değil mi?]
“Aha ha ha ha ha!”
“İlginç, çok eğelenceli!”
“Blöf yapıyorsun, Blöf yapıyorsun!”
“Güzel, Güzel, Kulağa iyi geliyor!”
“Eğer yapabiliyorsan, yap da görelim!”
Fu ~ ~ ~.
Ben bir yetişkinim, bu yüzden sıkıntı yok.
Bunun gibi küstah bir telepatik iletişim yüzünden sinirlenmeyeceğim.
Damarların yok bu yüzden alnımda hissettiğim şey hayal ettiğim şeylerden birisi.
Her neyse, izinlerini de aldım.
Güle Güle Büyülü Kukla Golem! Eğer mümkünse seni oyuncağım olarak almak istiyorum…
[[Misaoitoayabakujin! (Büyüleyici İpliğin Zapt Etme Formasyonu)]
[Yapışkan Demir İplik] ‘in gücü eskisinden daha farklıydı, çoktan güçlendirmiştim.
Büyü enerjisi ile sardım.
Şimdi 1000 tondan daha fazla ağırlığa dayanması mümkün.
İplik Büyülü Kukla Golem’ i tamamen sarmaladı, şimdi hareketleri tamamen zapt edilmişti.
Sonra, konsantre olarak [Kara Alev Zindanı] (Cehennem Alevi)’ nı ona doğru attım.
Eğer normal kullanımlarda konsantre olmaya gerek yoktu ancak menzilini özellikle küçültmek için devasa büyü enerjisini kontrol etmek şarttı.
[Ulu Ermiş]’ in de yardımıyla şimdi [Kara Alev Zindanı] (Cehennem Alevi)’ nın menzilini daraltmak mümkündü.
Benimaru’ nun bu yeteneği bu şekilde kullanması daha mümkün değil.
Saldırı Büyülü Kukla’ yı çapı 5 metre olan kubbenin içerisine aldı.
Gürültülü! Yıldırım sesini aratmayacak bir ses yankılandı; kubbe yok oldu ve geriye sadece Golem’ in izi kaldı.
Kubbenin içi yüksek sıcaklıklara, yüz milyon derecelere ulaşarak her şeyi bir hiçliğe dönüştürdü.
Bu saldırının eksisi ise eğer rakip zapt edilmezse saldırıdan kaçılmasının kolay olması, çünkü hazırlaması zaman alıyor.
Aman neyse, bu sefer işe yaradığından sıkıntı yok.
Eğer mümkünse bu kozumu göstermek istemiyorum.
“İmkansız!!!”
“İnanılmaz!”
“Sadece tek bir saldırı ile…”
Kaos içerisindeki telepatiden bunları duydum.
Görünüşe göre bütün özgüvenlerini bu Büyülü Kukla Golem’ e dayamışlar. Tabi ki güvenirler.
Çocukların gözleri fal taşı gibi açık, söyleyecek kelime bulamıyorlardı.
Anlaşılan fazla şaşırdılar. Bu yüzden göstermek istemedim.
Her neyse,
Beni küçük gören ifadeleri yok oldu. Umarım gelecekler için kendilerini hazırlamışlardır.
Şimdi cezalandırma vakti.
☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽



Önceki Bölüm |          | Sonraki Bölüm