042–Yüce Jura Ormanı Koalisyonu

Font Size :
Dark Mode
Reset Mode



042 – Yüce Jura Ormanı Koalisyonu


Önceki Bölüm |          | Sonraki Bölüm 


Çevirmen: Bakakuun
.
.
.
.
Savaş sona erdi.
Gerçekten güçlü bir düşmanla savaştım.
Belki, eğer evrimini tamamlamış olsaydı… Büyük olasılıkla onu alt edebilecek bir yöntem bulamazdım.


Şimdi savaştığımız için onu yenebildim.
Daha hiç evrim geçirmeden yenmiş olmayı tercih ederdim de!
Evrim geçirmesine rağmen onu yenebilmiş olamam gerçekten kendimi şanslı hissettiriyor.
Ama daha önemlisi!

Evet, başka bir Özel Yetenek elde ettim!
Yani, aslında yeni bir Özel Yetenek kazanmadım [Aç Kalanlar]’ın potansiyel gücünü özümsedim desek daha doğru olur.
Açıklayacak olursak, [Avcı] yeteneğim [Açgözlü]’ ye değişti.
Bu yeteneği incelemem onu mühürlemek istememe neden oldu.
Yok, bu gereğinden tehlikeli bir yetenek.
Ve bu arada bunları düşünürken,
[Mu? Nedense kanım (gücüm) kaynıyor gibi hissediyorum…]
[Yaralarım daha hızlı iyileşiyor! Hepsi çoktan iyileşti mi?]
[Evet…]
Buna benzer sesler duydum.
Hmm. Düşündüğüm gibi.
Bu [Açgözlü]’ nün etkisi.
Etkileri,

≪Çözüm. Özel Yetenek [Açgözlü]’ ye değişim sıralanan etkileri ekledi…
[Erit]: Hedefi eritebilme yeteneği. Çürüterek ayrıştırma durum halini saldırılara ekleyebilme yeteneği.Artık bir canavarın sadece tek bir parçasının özümsenmesi ile yetenek elde etmek mümkün (※ Elde edilen yetenek seçilemez – Rastgele)
[Arz]: Emir altında olsun ve ya olmasın, artık tanınmış (ilişki kurulmuş) bir canavara yetenek bahşedilebilir. (※ Hedefin var olan büyü enerjisi ile sınırlıdır.)
[Besin Zinciri]: Astlardan yetenek elde etmek mümkün. (※ Hepsi dâhildir.),
Bu üçü senin gücün≫

Bunları dedi. [Avcı]’ nın orijinal beş yeteneği aynı kaldı ve bu üçü eklendi. Ve bununla birlikte midemin depolama kapasitesi de iki katına çıktı. Yani bu Benimaru ve Ranga’ nın evrim geçirdikten sonra elde ettikleri yetenekleri kullanabileceğim anlamına mı geliyor?

≪Çözüm. Mümkün. ≫

Gerçekten mi?!
Yani onlar ne zaman güçlenirse ben de güçleneceğim ve tam tersi de onlar için geçerli.
Ne kadar korkutucu bir hale geldi bu yetenek!
Tabi ki bekleyeceğiniz gibi, edindiğim bilgiyi telepatik olarak ve ya büyü ile aktaramıyorum.
Sonuçta yetenekler üzerinde kendi becerikliliğimi de geliştirmem gerekiyor. Günlük çalışma önemli ne de olsa.
Ama gerçekten, ne kadar absürt bir güç elde ettim.
Ork Yıkım’ dan da beklenilen budur.
Palyaçoyu önceden özümseyememem kötü oldu ama ondan da para üstü misali bir şeyler elde ettim.
Özellikle, tamamen şans eseri elde ettiğim, [Uçuş Büyüsü]!
Bir hazırlık yapmama da gerek yok. Direk, sadece isteyerek uçabiliyorum.
Yani, yavaş yavaş pratik yaparak en sonunda süpersonik hızlarda uçmayı öğreneceğim.
Ama yeni Özel Yetenekler elde etmektense, [Ulu Ermiş]’i optimize edebildim ve zaten sahip olduğum yetenekleri daha da ilerletmeyi başardım.
Örnek verecek olursak, bütün canavarları aynı anda taklit edemeyeceğimi düşünüyordum… Ama yanılmışım.
Ve eğer [İblis Değişimi] hakkında ne olduğunu düşünüyorsanız sayesinde insan formum yeni güçler elde etti.
Bunu da daha sonra iyice araştıracağım.
Bunların hepsi bir kenara, biraz önce savaşın sona erdiğinden bahsettim.
Savaş alanı mutluluk, üzüntü ve umutsuzluk ile doldu.
Pekâlâ.
Her kapışmadan sonra düşünüyorum bunu ama savaş sonu giderimler savaştan daha yorucu.

Ork Yıkım öldürüldüğünden bir gün sonra.
Bataklıkların ortasında, geçici olarak kurulmuş bir çadırda, her Irkın temsilcisi bir araya geldi.

Bizim safımızdan ben, Benimaru, Shion, Hakurou ve Souei katıldık.
Ranga her zaman olduğu gibi gölgemde takılıyor.
Slime formumda Shion’ un kucağında oturuyorum.
Ork Lordunu yendiğimde zaten gerçek formumu gördüklerinden bunu saklamaya gerek yok artık.
Kertenkele Adamlardan – Lider, Gardiyanların Yüzbaşısı ve İkinci Yüzbaşı katıldı.
Gabil vatana ihanetten hapsedildi – Baba oğul olmalarına rağmen emir komuta zincirinin çiğnenmesi kötü bir şey.
Bir salak olmasına rağmen bazı eğlendirici özelliklere sahip ve daha onun cezasını belirleme zamanı gelmediğinden şimdilik orada bırakacağız onu.
Orklar son hayatta kalan Generallerini gönderdiler ve On Klan temsilcileri de onunla birlikteydi.
Hepsinin yüzü bembeyazdı, keder yüzlerinden akıyordu sanki.
Ormandaki kargaşanın nedeni, sorgusuz Orklar’ dı.
Her ne kadar birisi suçu Ork Lordunun beyin yıkamasına itelemeye çalışsa da Orklar da tamamen suçsuz değildi.
Ve bu olguyu anladıklarından ifadeleri bu kadar karanlıktı.
Souei’ nin topladığı bilgiye göre, yeteri kadar erzak hazırlamamışlardı.
Yamyamlık ve Özel Yeteneğin etkisi yüzünden açlık çekerken ilerlemeyi başarmışlardı. Şimdi yeteneğin etkisini kaybettiklerinden hemcinslerini yemeleri mümkün bir şey değildi.
Bu umutsuz durumları toplantının havasını daha da ağırlaştırdı.
Orklar, savaşın sorumluluğunu tamamen üstlenmeyi bekliyorlardı, ama savaş tazminatını da ödeyemeyeceklerini biliyorlardı.
Evvela, savaşın esas nedeni açlık çeken Orklar ve bunu hakkında hiçbir şey yapmayan liderleri.
Sayılarının azaldığını da göz önünde bulundursak bile hala sayıları 150 bin. Hepsini besleyebilecek erzak hiçbir yerde yok.
Hala bu sayıya (muhtemel savaş gücü) sahip olup ilerleyememeleri – işgallerine devam edememeleri Orkların ne kadar acınası bir durumda olduklarını gösteriyor.
[Aç Kalanlar] Yeteneğinin etkisi olmasaydı şimdiye çoktan açlıktan ölürlermiş.
Sayıları 150 bin olmasına rağmen, bunun içerisinde kadınlar, çocuklar ve gençler de dâhil. Ork Irkının toplu göçüymüş bu.
* * *

Göçlerinin nedeni aşırı kıtlıkmış.
Büyü Kıtası İblis Lordlarının koruması altında bereketli topraklara sahip olan bir yermiş.
Sayısız güçlü İblislere – canavarlara ev sahipliği yapıyormuş ama İblis Lordları sayesinde güvenli bir yermiş.
Ancak bu korumanın da bir karşılığı varmış – Yüksek vergiler.
Verimli topraklarda yaşamak isteyenler büyük miktarda mahsul sağlamak zorundaymış.
Orklar, hızlı bir şekilde çoğalabilen Orklar, madenlerde ve tarım alanlarında çalışmış ve İblis Lordları için gerekli görülüyorlarmış.
Ancak, vergiyi ödeyemeyenler anında öldürülüyormuş.
İblis Lordu hiçbir zaman bir yardım eli uzatmazmış.
Aşırı yer altı zenginliklerini nedeniyle canavar saldırılarının gerçekleşmesi normalmiş.
Koruma vergisini vermeyenler korunmuyormuş.
Bu yüzden topraklar kaçınılmaz olarak canavar saldırıları nedeniyle devamlı tehdit içerisindeymiş.
Hızlı üreyebilen Orkların çoğunluğu öldürülse bile gereken nüfusa tekrardan ulaşabiliyorlarmış.
Sayılarını kontrol etme gerekliliği olmasına rağmen İblis Lordları ekstralarının (gereğinden fazla doğmuş olanların) zaten kısa bir sürede öleceğini düşünüyormuş.
Aşırı kıtlık nedeniyle vergilerini ödeyemiyorlarmış.
Bu şekilde, İblis Lordlarının korumasını kaybedince güvenli bir vaha arayışında kaçmışlar.
Açlık ile sarıldıkları zamanda, aralarında bir Ork Lordu doğmuş ama o zamana kadar kendilerinden güçlü bir varlık ile savaşmazlarmış.
Ve bu şekilde başıboş bir şekilde ilerlerken en sonunda Jura Ormanı’ nın yakınlarına varmışlar.

O sıralarda, Gelmudo adında bir İblis onlara yardım eli uzatmış.
Entrikalarından habersiz, yardımını kabul etmeye karar vermişler.
Ve bu şekilde, emirlerini – yönlendirmelerini dinleyerek, Jura Ormanı’ nı bir kaos içerisine sürmüşler.

* * *

Konferans ağır bir hava içerisinde başladı.
Hakurou başkanlık etti.
Kertenkele Adamaların Gardiyan Yüzbaşısına sormuştum ilk olarak ama reddetti.

[Bunun gibi önemli bir pozisyon benim gibi biri için çok fazla!]

Bunu diyerek reddetti.
Ve sonuçta bu yenilen tarafa verebileceğim bir pozisyon olmadığından, düşündüm… ve bu pozisyona en uyabilecek kişiye, Hakurou’ ya bıraktım.
Hakurou konferansın başlayışını belirtti ama kimse bir çıt bile çıkarmadı.
Herkes bana bakıyordu.
Ne kadar sinir bozucu, gerçekten konferanslardan nefret ediyorum.
Neyse artık yapılabilecek bir şey yok.

[Konferansa başlamadan önce, toplamış olduğum bilgiyi paylaşmayı diliyorum. Dinleyin!]

Diye haykırdım. Kelimelerimle herkesin yüzündeki ifade sertleşti ve bakışlarını üzerime yoğunlaştırdılar.
Ve Souei tarafından Ork Yıkım hakkında toplanan bilgiyi aktardım.
Ork ayaklanmasının nedeni ve şu anki durumları.
Ork temsilcileri, bunun gibi şeyleri ağzımdan çıkarmamı beklemediklerinden bana şaşkın bir şekilde baktılar.
Beni dinlerken gözyaşlarını tutamayanlar da oldu. Tamamen hiçbir şey söyleyemeden, durumlarını bildiremeden infaz edileceklerine inanmışlardı.
Ve anlattığım hikâye bitti.
Hakurou’ ya sinyal ederek, konferansa devam ettim.

[Ahem! Pekâlâ, öncelikle kayıpları doğrulayalım!]

Ve bu şekilde konuşma başladı.
Kertenkele Adamaların Lideri kayıplarını tartıştı.
Raporunu dinleyerek, Orklar yüzlerini sakladı ve sessizliklerini korudu.

[Şimdi, Lider-dono, Orklardan bir isteğiniz var mı?]

Kayıpları tartıştıktan sonra konuşma alınacak gerekli olan tazminata yöneldi.
Daha önce gerçek bir savaş tecrübe etmemiş olduğumdan bilmem mümkün değil, ama büyük olasılıkla yenen yenilenden bir takım şeyler talep edecektir.
Konuşmanın bu yöne çekilmesini engelleyemedim.

[Özellikle istenen bir şey yok. Bu zafer bizim tarafımızdan kazanılmadı. Rimuru-dono tarafından kurtarıldık!]

Tazminat alma haklarını terk ederek, Lider bu şekilde cevap verdi.
Çok fazla bir şey zaten yapamazlar da.
Tamam, şimdi Orkların konuşmasına izin verelim ama tam onlara baktığımda,

[Lütfen araya girmemi affedin! Lütfen bu hatayı hayatım ile ödememe izin verin! Tabi ki, bunun yeterli olmayacağının farkındayım ama kendiminkinin üzerine ekleyebileceğim astlarım yok!]

Ork Generali seslendi, önümde yere kapanmış bir şekilde.
Umutsuzca bunun için yalvardı.
“B sınıfı bir canavara evrim geçirdim ve yüksek miktarda büyü gücüne sahip oldum, bu yüzden lütfen geri kalanları benim ölümüm ile affedin!” diyordu.
Bunu yapmayı amaçlamıyordum zaten ama bu can sıkıcı neden değil.
Lanet olsun, konferanslar can sıkıcı.
Bunu kendi yolumuzla halledelim,

[Bekle. Rimuru-sama’ nın söylemek istediği bir şey var!]
Hakurou araya girdi.
Ork Generali sessini kesti ve bana baktı.
Geri kalanlar da sessizce konuşmamı bekledi. Tam da nefret ettiğim durum hali.

[Umm, yani bu benim ilk konferansım olduğundan bunu yeterli-iyi bir şekilde gerçekleştirebilecek miyim bilmiyorum. Bu yüzden, düşündüğümü belirteceğim. Bundan sonra hepinizin söylediklerimi tartışmanızı istiyorum.]

Bunları dedikten sonra düşüncelerimi paylaşmaya yöneldim.
Öncelikle, tartışmayı Orkların günahlarına yöneltmememiz gerektiğini belirttim.
Sonra, Kertenkele Adamlar ile ittifakı devam ettirmek istediğimi ekledim.
Ve son olarak Orkların da bu ittifaka üye olmasını talep ettim.

[Ve işte bunlar benim düşüncelerim. Eminim ki söylemek istediğiniz birçok şey vardır ama bunu bilin; Orklar üzerine hiçbir cezalandırma yaptırımına izin vermeyeceğim. Bunun nedeni Ork Yıkım’ a söz vermiş olmamdır. Bütün günahlarını ben sırtlayacağım. Eğer şikâyet etmek istediğiniz bir şey var ise duyalım!]

Diye belirttim.
Orklar bana şaşkın bir şekilde bakıyorlardı.
Onların tersine, Lider bir soru yöneltti,

[Söylediklerinize karşı tamamen memnunuz. Ancak, bir sorumuz var…]

[Nedir?]

[Savaş sona erdi, halen daha neden bir ittifaka neden ihtiyacımız var?]

[Bunun hakkında, ha. Açıklamama izin ver…]

Ve bu şekilde düşüncemi daha detaylı açıkladım. Yüce Jura Ormanı Koalisyonu kurma planımı.
Evvela, konuşmayı “Ceza yok! Hadi dağılın!” gibisinden yapmış olsaydık Orklar açlıktan ölürlerdi.
Eksik disipline sahip olduklarından Kertenkele Adamlara ve ya Goblin Köylerine saldırılardı.
Her şeyden önce açlıkları bu kargaşanın nedeniydi. Bunu gidermezsek gerisi anlamını kaybeder.
Bu yüzden bir Koalisyon kuracağız.
Kertenkele Adamlar verimli balık avlama noktalarını ve balıkları sağlayabilirler (sunabilirler).
Goblinler… Onlardan çok fazla bir şey beklenemez.
Benim şehrim işlenen ürünler tedarik edebilir.
Ve Orklar da kol gücü gerektiren işlerde başarılılar.
Bataklıklardan uzak arazilere yerleşebilirler. Normalde Ogrelere ev sahipliği yapmış arazilere.
Orası aynı zamanda bir dağın eteğinde ve yer altı kaynakları bakımından da zengin.
Sadece bu arazi hakkında konuşacak olursak, bütün 150 bin aynı yerde yaşayamayacaktır, ama bazısı Dağ bölgesine, bazısı Dağın eteklerine, bazısı nehre yakın yerlere, bazısı da Ormana yakın yerlere yerleşebilir.
Eğer özellikle büyük klanlar şahsi bölgelere ayrılırsa bu bir şekilde gerçekleştirilebilir… Bir şekilde.
Teknik desteği ve ev yapımı konusunda biz yardım sağlayacağız. Ancak, bunun karşılığında Orkları sıkı çalıştıracağız.
Sonuçta, bizim köyümüzün nüfusu çok az ve yapılması gereken çoğu şey yarıda bırakıldı.
Hepsini tek bir seferde bitirmek istiyorum.
Bu kadarını açıkladım onlara.
Herkes aynı açıklamayı duydu.
Geçen seferkine benzemeyerekten, herkes baya heyecanlıydı.
Korkuları uçup gitmişti, kalplerinde bir umut ateşi yakılmıştı.
Nedense, beni kucağında tutan Shion, sırtını geri bükerek mağrurca (kendini beğenmişçe) kahkaha attı *Fufun!*. Buna tabi ki izin veremezdim.
Ancak, ardından göğüsleri bana bir puyooon! ile temas etti. (TL: hmmm… Buradaki puyoooon dalgalanma-sallanma efekti olmalı…)
Ah, her neyse, izin verdim gitti. Ben merhametli bir Lordum!

[B-b-bizim…sizin koalisyonunuza katılmamıza izin mi veriyorsunuz…?]

Ork Generali korku içerisinde sordu,

[Çalışabilirsin, öyle değil mi? Tembellik etmene izin vermem.]

[T-tabi ki! Hayatlarımız pahasına çalışacağız!!!]

Orklar titredi, gözlerinden yaşlar akarak.

[Bizim de bir itirazımız yok. Bilakis, biz de size yardım etmek istiyoruz!]

Kertenkele Adamların Lideri de memnuniyetini belli etti. Görünüşe göre hepsi planımı kabul etti.
Şimdi herklesin onayını da aldığıma göre, Yüce Jura Ormanı Koalisyonu hayata geçti.
Ancak, bir problem hala çözülmedi.
Doğal olmayaraktan can sıkan, sıkıntı veren bir problem!
Siz kutlama yaparken bundan bahsetmekten nefret ediyorum ama…

[Sessizlik. Şimdi, herkes onay verdiğine göre, en sıkıntılı problemi ele almak istiyorum!
Yani… Erzak temini!
150 bin Ork’ u açlıktan nasıl kurtarırız-engelleriz?
Herkesin engin bilgilerini bana sunmasını istiyorum!]

Son büyük karmaşa.
Erzak temini, ya da erzak yetmezliği problemi. Orklar üç gün yetecek kadar yemeğe sahipler.
Eğer şimdi ekip biçemeye başlasak bile yetişemeyiz; balık tutmaya çalışırsak, gölü kuruturuz.
Sıkıntı veren bir ikilem karşımızda.
Bütün bunları versek bile 150 bin bunu sadece on iki günde tüketir.
Peki, ne yapabiliriz…
Herkes ne yapılabileceğini düşünüyordu.
Ve o anda,

[Konferans sırasında araya girmemi affedin! Sizinle can havliyle görüşmeyi arzulayan bir elçi var!]

Bir Kertenkele Adam içeri koşarak bunları söyledi.
Görünüşe göre baya kızışmış.
Hakurou’ ya kafa salladıktan sonra,

[İçeri yönlendirin!]

Hakurou cevap verdi, askeri geri yollayarak.
Bir elçi mi? Kimin tarafından?
Sanki soruma bir cevap niteliğinde, tek bir “kişi” çadıra girdi.
Yeşil saça sahip, güzel bir kız. Avrupalılar gibi ten rengi beyazdı ve güzel belirgin yüz hatlarına sahipti.
Şişkin dudaklar ve mavi gözler ona yakışıyordu. İnsan ömrü ile ölçülecek olursa, 16-18 yaşları arasında gözüküyordu.
Ağaç Devlerin gardiyan ruhu idi. Canavarlar arasında A sınıfının en üstünde yer alırdı.
Bir sürü kişi onun içeri girmesi ile şaşkınlıklarını seslendirdi.
Yani tabi şaşırırsın. Daha sonra duyduğuma göre, Orman Perisi “Layato”’ nun en son görülmesinin ardından neredeyse yüz yıllar geçmiş.
Uzun yaşam-ömre sahip olan (Ölümsüz, aslında) bu kadınlar çok nadir bir şekilde kutsal evlerinden ayrılırlarmış.
Normalde bir elçi yollamalarından tabi ki mutlu olursun böyle bir durumda.
Dryad (Orman Perisi) “Layato” odada göz gezdirdikten sonra bana odaklandı.

[Hepinizle tanıştığıma memnun oldum!
Ben daha eğitim aşamasında olan Dryad “Layato” (Stajyer). Sizleri tanımak mutluluk verici.
Bu gün Ork Lordunu katletmeye gelmiştim…
Ama görünen o ki bu görev çoktan halledilmiş.
Biraz önce ayrılmayı düşünüyordum ama en azından herkesle tanışmayı istedim.
Ve ondan sonra belli bir problem hakkında sıkıntı içerisinde olduğunuzu öğrendim. Sizlerden söyleyeceğim şeyleri dinlemenizi istiyorum!]

Bunları güler yüzle dedi.
Ama aynı zamanda tamamen sakin görünüyordu.
Ve hemen konuşmasına devam etti.

[Anladığım kadarıyla yemek sıkıntısı çekiyorsunuz, doğru mu? Bunun hakkında size yardım edebileceğimizi düşünüyoruz.
Ancak…
Sağlayıcımız olan Ağaç Devleri’ nin de Koalisyonunuzda yer almasını-katılmasına izin verilmesini talep ediyoruz!]
Reddetmek için bir nedenimiz yok. Aslında memnuniyetle kabul ederdik.
Ancak,

[Umm, teklif için minnettarız ama neden Koalisyona girmek istiyorsunuz?]
Herkesin yerine ben sordum.
Ve sorduğumda,

[Ağaç Devleri çok az – zar zor hareket eden bir Irk.
Bu yüzden diğer Irklarla çok az iletişime-etkileşime sahipler.
Güçlü bir düşman tarafından saldırılmaları durumunda ve ya bir doğal affet oluşumunda çaresizler.
Biz Dryad’ lar kendi kendimize kaçabiliriz ama sayılarımız az…
Eğer Koalisyona katılırsak gerektiğinde destek alabiliriz değil mi?]

Saf bir gülümseme ile cevap verdi.
Acaba bizim iyi niyetimize güvenini koyuyor olabilir mi?
Bir yabancının sözlerine gerçekten inanır mısın? Başka Dryad’ lar ile tanışmadığından onlara şüphe ile yaklaşmazsın değil mi?
Gülümsemesinden sakladığı (?) niyetini anlayamıyorum.
Tabi ki ona ihanet etmeyi düşünmüyorum.
Ancak, onun gibi bir kız kolayca güvenmesinden dolayı kendisini tehlike içinde bulur…

[Tabi ki! Sıkıntı içerisine düşüldüğünde, Lordumuz Rimuru-sama yardım eli uzatacaktır, bir şekilde!]

Bir Fufun! İle Shion bencilce cevap verdi.
Yapamayacağım şeylerin olduğundan da bahsetmeyi unutma, genç hanım!
Araya girmeyi istedim ama artık çok geçti.
[Maa! Tam da düşündüğüm gibi! (TL: Maa – anladım, tahmin ettim fonetiği)
O zaman lütfen bundan sonra bize iyi bakın.]

Konuşmayı bir gülümseme ile sonlandırdı.
Umm… Esas önemli olduğu yerde fikrim tamamen yok sayıldı… Aman neyse.
Burada geri adım atmalıyım anlaşılan.

Bu şekilde Yüce Jura Ormanı Koalisyonu kuruldu.
Üyleri;
Rimuru’ nun Mutlu Topluluğu.
Goblinler
Kertenkele Adamlar
Orklar
Ağaç Devleri

Ve bu Koalisyonu yönlendiren (umut ederim ki geçici olarak) ben.
Bugün, ilk kez adım bu dünyanın tarihine kazınmıştı.


☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽☾☽


Durum
İsim: Rimuru (Yıkım) Tempest
Tür: Slime (İnsan Formu Mümkün)
Kutsal Koruma: Fırtına Hanedanlığı
Unvan: İblisleri Yöneten (Kimse)
Büyü: 〈Düşünce Savaş Büyüsü〉〈Uçuş Büyüsü〉
Yetenekler: Slime Irkı Yetenekleri [Özümseme, Absorbe, Yeniden Yapılandırma EX]
Özel Yetenek [Ulu Ermiş] – Düşünme Hızlandırma, Analiz, Paralel İşlem, Büyü Hazırlığı Nötrleme, Yaratılanların Hepsi
Özel Yetenek [Açgözlü] Mide, Taklit, Ayrışım, Erit, Arz, Besin Zinciri
[Taklit] Birleşim, Ayrışım
Ekstra Yetenekler:[Parçalara Ayırma –Bölme] [Kara Alev] [Kara Yıldırım] [Bariyer] [Gölge Adım]
Günlük Kullanılan Yetenekler: [Büyü Algısı] [Isı Algısı] [İşitme Algısı] [Gelişmiş Koku Algısı] [Tehdit – Kışkırtma] [Herkül Gücü]
 Savaş Yetenekleri:[Zehirli ve Felç Edici Pus Nefesi] [Tam Koruma] [Yapışkan İplik] [Telepatik İletişim] [Klonlama] [İblis Dönüşümü] [Alev Dönüşümü]
Taklit: Alev Devi, Kara Kurt, Kara Yılan, Kertenkele, Dev Örümcek, Dev Yarasa, Kırkayak, Goblin, Ork.
Dayanıklılık: Termal Dalgalanma Dayanıklılığı EX, Fiziksel Hasar Dayanıklılığı, Acı Dayanıklılığı, Isı Saldırısı Dayanıklılığı, Aşınma (Erime) Dayanıklılığı, Elektrik Dayanıklılığı


Önceki Bölüm |          | Sonraki Bölüm