054 - Naminissa'nın Gülümsemesi

Font Size :
Dark Mode
Reset Mode


Çevirmen: Kylerxy Düzenleyen: ggurcan

Hayatımın en kötü sahnesi gözlerimin önünden geçiyordu. Harem parti üyeleri Kahraman-sama ile birlikte seyahat ediyordu.Aria, Sorona-san, Tata-san, hatta Naminissa bile mevcuttu. Kahraman-sama ile bazen öpücük takas ederken sohbet edip eğleniyorlardı. Ağlarken herkesin mutlu yüzlerini izliyordum—-

————————————————

Bilincimi geri kazandım ve yavaşça gözlerimi açtım. Durumumu onayladım, görünüşe göre beni kanepeye uzandırmışlar. Hala uyku pozisyonundayken çevreye bakıyordum. Eşyaların ve her şey eskisi gibi gözüktüğü için, sanırım hala lonca başkanının odasındayım. Vücudumu yavaşça oturma pozisyonuna geçirdim, görünüşe göre gücüm bedenime geri dönüyordu ve artık titremiyordum. Orlando’nun yan taraftaki diğer kanepede oturduğunu fark ettim. Hafifçe gülerken benimle konuştu.

”İyi görünüyorsun… Bu güzel”(Orlando)

”Üzgünüm… Ne kadardır bilinçsizim?”(Wazu)

”Bakalım… üç saat civarı,sanırım”(Orlando)

”Anlıyorum… huh?”(Wazu)

Odanın çevresine baktım ama burada sadece Orlando vardı.

”Naminissa ve Leria-san nerede? Meru da burada değil”(Wazu)

”Ah, banyo yapıyorlar. Naminissa-sama senin hakkında endişelendiğinden burada kalmak istedi ama Leria-sama onu sürükledi. Uzun bir yolculuktan yeni geldiğinden beklenildiği gibi buna ihtiyacı var.Meru az önce yakalandı”(Orlando)

”… Anladım”(Wazu)

Leria-san harika, Meru’yu benden alabilir.
Naminissa kapıyı açarak içeri geldi. Durumumun iyi olduğunu belli etmek için elimi salladım. Aniden bana atlayan Naminissa’yı yakaladım-bekle!
”Sonunda uyandın! Ne oldu, gerçekten senin hakkından endişelendim!”(Naminissa)
”Ah, üzgünüm. Görünüşe göre başımı belaya soktum”(Wazu)
Beni kucaklıyor~!Kes şunu~!Lütfen beni serbest bırak~!Kalbim dayanmayacak~!H-her nasılsa çok güzel kokuyor~!

Bu birisi banyo yaptıktan sonraki tuhaf kokusu mu? Özellikle saçı çok güzel kokuyor. Saçını dikkatlice incelediğimde, parlak ve çok güzel kırmızı saçlardı. Onun biraz ıslaklığı parlamasını arttırıyordu. Yumuşak bedeni ve parlak saçlarından kokusu onu kucaklamak için bilincimi ele geçirdi. Daha sonra Meru kapıdan çıktı ve yüzüme zıpladı.

”Kyuii-!Kyuii-!”(Meru)

”Mmm… Mmm…”(Wazu)

Meru yüzümü sıkıca sardığından doğru düzgün konuşamıyordum. Naminissa beni kucakladığından bedenimi de hareket ettiremiyordum. Onlar sakinleşene kadar bir süre o şekilde kaldım. Meru da çok güzel kokuyordu. Leria-san’ın sesini duydum ama Meru yüzümü engellediğinden onu göremiyordum.

”Oh canım, sonunda uyandığına göre ciddi bir şey gibi gözükmüyor. Sadece onların endişelerini anlayışla karşıla çünkü onları çok meraklandırdın”(Leria)
Kabul ediyorum. Ancak burada kayboldum. Şüphesiz ki yardıma ihtiyacım var.
”Bak, gitmesine izin vermenin zamanı geldi. Konuşmamıza bu şekilde devam edemiyoruz”(Leria)

Meru kafama doğru ilerledi ve Leria-san hala bana sarılı olan Naminissa’yı çekiyordu. Bir an için Naminissa’nın isteksiz bir yüz oluşturduğunu sandım, sanırım sadece benim hayal gücüm. Naminissa benim yanıma otururken Orlando ve Leria-san masanın diğer tarafında oturdu. Leria-san’ın saçları da daha öncekinden parlak görünüyordu.
”Fu-…peki, bunların hepsi neydi? …Kahraman ve senin aranda bir şeyler mi oldu?”(Leria)
*badump!*
”Yok… Şey… Bu…”(Wazu)
Durdum ve gözlerimi kapattım, ellerimi yavaşça sıktım ve sessiz kaldım. Geçmişteki hatıralar gözümün önüne geldi ve göğsümü sürekli bıçaklıyormuş gibi incitiyordu. Ne kadar denesem de zihnimden çıkaramıyordum… Evet, şeyi asla unutmadım…

Bir şeyin elime dokunduğuna dair bir his oluştu. Emin olmak için gözlerimi açtığımdan, Naminissa ellerini benim kenetlenmiş ellerimin üzerine koymuştu. Yavaşça başımı kaldırdım ve Naminissa’nın dünyayı kucaklayan nazik gülümsemesini gördüm.

”Kendini zorlamana gerek yok. İnsanların söyleyemeyeceği şeyler vardır. Yine de bir gün bana hikayeni paylaşabilirsen mutlu olurum, bu yüzden şimdi anlatman için seni zorlamayacağım. Yani, lütfen her zaman sanki gözyaşlarına boğulacakmışsın gibi yüz ifadesi yapmayı bırak, tamam mı?”(Naminissa)

Anlıyorum… Şuan böyle bir yüz ifadesi yapıyorum… Naminissa’nın sözleri kalbimi rahatlatıyor.Hafif bir gülümseme yapabilecek kadar kendimi daha iyi hissediyorum.

”Teşekkürler…”(Wazu)

Ona minnettarlık sözlerimi ilettim.
”Benim hatam. Bunun hassas bir konu olduğunu düşünmemiştim”(Leria)
”Bu Wazu-san’ın böyle bir yüz ifadesini yaptığı gördüğüm ilk sefer-”(Orlando)

”Kapa çeneni!”(Wazu)

Bu ikisi hafif tonla söylemişti. Bu yüzden ikisine de küfür ediyorum. Buna rağmen, kalbimin derinliklerinde nezaketleri için ikisine de teşekkür ediyorum.
”Bu arada Wazu-sama, saçlarımızın daha güzel olduğunu düşünmüyor musun?”(Naminissa)

”B-bu doğru”(Wazu)

”Aslında, bu iki yıl önce Isuca Krallığın İmparatorluk başkentinde açılan popüler bir dükkandan ithal edilen bazı eşyalardan dolayı, ”Şampuan” ve ”Şaç Kremi” olarak adlandırılıyor gibi. Saçlarını yıkarken kullanıyorsun. Harika, değil mi? Bu saçlarımızın çok daha güzel gözükmesini sağlıyor-”(Naminissa)

Hee-orada otururken hiç böyle bir dükkan duymamıştım.
”Ayrıca, dükkan birbiri ardına başka harika ürünler gönderiyor. Beni en çok şaşırtan şey ”Mayonez” adında baharattı—–”(Naminissa)

*cough!*

”Naminissa ruh halini neşelendirmek istediğini anlıyorum ama çok geçmeden ana konuya girmen benim için daha iyi olmaz mı?”(Leria)

Leria-san bana dokunmaya devam eden Naminissa’yı durdurdu. Naminissa’nın yanındayken kalbim endişe verici seviyede hızlı attığından, rahat bir nefes aldım.
”Bu doğru. Zaten iyiyim bu yüzden Leria-san’ın hikayesini dinleyelim”(Wazu)

”Anladım, lütfen beni bağışlayın”(Naminissa)

Naminissa, Leria-san’ın önünde eğildi daha sonra başını kaldırdı ve ciddi bir yüz ifadesine büründü. Naminissa’nın bu profiline bakarken düşündüm –”Sadece benim için yaptı, çok teşekkür ederim”-