0142 – Luo Jiangyang'dan Davet

Font Size :
Dark Mode
Reset Mode


Super Gene – 0142 – Luo Jiangyang'dan Davet



 Çevirmen: Kylerxy


Bölüm 0142 – Luo Jiangyang'dan Davet
Luo Xiangyang normalde savaş araçları topluluğuna katılması için Han Sen'e baskı yapmak istiyordu ama başka bir şey tarafından ertelenmişti. Bu günlerdeki diğer birkaç işlerini bitirdiğinde okula geri döndü ve hemen Ağır Savaş topluluğuna geldi.

Luo Xiangyang ağır savaş araçları topluluğuna ulaştığında, topluluğun üyeleri yaklaşan Starry Kupasına katılacaklara karar veriyorlardı.

''Han Sen'' Luo Xiangyang 7. depoya yürüdü ve seslendi.

''Kardeş, yeni mi geldin?'' Han Sen kalktı ve Luo'yu karşıladı.

''Kim bu adam?'' Li Zhenzhen şaşırmıştı ve sordu. Diğer insanlar da Han Sen'e bakıyorlardı. Görünüşe göre, onun kim olduğunu bilmiyorlardı.

Ancak, Şişman ve Sıska şaşırmışlardı çünkü bu adamı tanıyorlardı -Savaş araçları topluluğunun koçu- ama Han Sen'in neden kardeş diye çağırdığını anlayamamışlardı.

''Buranın bir üyesi değil mi?'' Han Sen tereddüt etti. Bunun hakkında kimseye bir şey sormamıştı ve Luo'nun bir üye öğrenci olduğunu sanıyordu.

Han Sen'in sözlerini duyduklarında Şişman ve Sıskan neredeyse boğuluyorlardı. Luo savaş araçları topluluğunun koçuydu nasıl bir öğrenci olabilirdi?

Luo Xiangyang gülümsedi ve Han Sen'in omzuna dokundu ''Han Sen savaş araçları kullanımı yeteneklerin harika. Savaş araçları topluluğuna katılmakla ilgileniyor musun? Oh, sana söylemeyi unuttum ben savaş araçları topluluğunun koçuyum ve en iyi antrenmanları yapacağına, okul içindeki en iyi antrenman ekipmanlarını kullanacağına ve en iyi rehberliği alacağına söz veriyorum''

Luo Xiangyang'ın sözleri Wang Mengmeng dışında herkesi şok etti. Onlar savaş araçları topluluğunun koçunun kişisel olarak Han Sen'i davet edeceğini düşünemezlerdi.

Savaş araçları topluluğu ve dövüş sanatları topluluğu en popüler topluluklardı. Birçok yetenekli öğrenci her yıl onlara katılırlardı ve bu iki topluluk hiçbir üyeyi davet etmeye ihtiyaç duymazlardı. Katılmak isteyenler bile seçimden geçmek zorundaydılar.

Bu iki topluluk Blackhawk (Kara Şahin) öğrencilerinin yetenekli olanlarının yüzde 60'ını oluşturuyordu. Ağır savaş araçları topluluğundan farklı olarak hiçbir zaman yetenek eksiklikleri olmazdı.

Ama sonra Savaş araçları topluluğunun onurlu koçu kişisel olarak ağır savaş araçları topluluğunun bir üyesini avlamak için gelmişti ve bir söz vermişti ki bu da oldukça şok edici bir şeydi.

Şişman ve Sıska'nın ağzı açıktı ama bir şey söylemediler. Luo'yu tanıyorlardı çünkü bunun tek sebebi ilk olarak savaş araçları topluluğuna girmekte başarısız olmuşlardı.

Luo Xiangyang'ın onların topluluklarından, birisini kişisel olarak davet ettiğinden şaşırmışlardı.

''Koç Luo üzgünüm, çoktan Ağır savaş araçları topluluğuna katıldım'' Han Sen reddetti.

Han Sen'in ağır savaş araçlarına katılmaya söz vermesinin iki nedeni vardı. Birincisi bunu Wang Mengmeng için yapmıştı ikincisi ise burada özgürdü. İstediği gibi gelip gidebilirdi ve hiçbir şey hakkında endişelenmesine gerek yoktu. Böylece istediği zaman görevleri alabilir ya da avlanmak için Gods Sanctuary'ye (Tanrılar Tapınağı) gidebilirdi.

Her gün savaş araçları pratiği yapmasına gerek yoktu.

Luo Xiangyang pes etmedi ve ikna etmeye çalışmaya devam etti.'' Senin yeteneğin ve kabiliyetin burada kalırsan harcanacak. Bana iki ya da üç yıl ver ve seni İttifak içerisinde ilk üçe sokayım. Şampiyonluk imkânsız değil ki bu da benim hedefim''

Geri kalanlar dona kaldı ve Han Sen'e saygı duydular, çünkü onlar Luo'dan bu sözleri hak edecek onda özel bir şey görmemişlerdi.

''Üzgünüm koç Luo. Teklifinizi kabul edemem'' Han Sen bir kez daha reddetti.

''Reddetmekte aceleci olma. Bunu düşün. İttifak içerisinde okurken savaş araçları şampiyonu olursan, senin final puanın daha yüksek olacaktır'' Luo Xiangyang ekledi ''Seni mümkün olan en yüksek dereceye sokmak için elimden geleni yapacağım. Bunu anladığında, savaş araçları topluluğuna gelebilirsin. Her zaman katılman için bekleyeceğim''

Sonrasında Luo Xiangyang ayrıldı, geri kalanlar da Han Sen'e hala dik dik bakıyorlardı.

''Koç Luo sana böyle koşullar sundu ve sen de gerçekten onu ret mi ettin?'' Şişman ne olduğuna inanamadı ve Han Sen'e sordu ''Final derecesinin ne anlama geldiğini bilmediğini söyleme?''

''Kesinlikle biliyorum'' Han Sen gülümsedi.

Daha yüksek final derecesi ile hizmet zamanında daha yüksek pozisyon ve derece alma da büyük bir şansın olurdu.

''Ve sen onu ret mi ettin?'' Li Zhenzhen inanmayan bakışlarla söyledi.

''Eğer ekstra puanlar istemiş olsaydım, sizin topluluğunuza katılmayı seçmezdim'' Han Sen omuz silkti.

Amacı belli bir uzmanlıktan ziyade kendi mükemmel evrimiydi. Savaş araçları sürmekle ilgilenmiyordu be sadece bir hobiydi. Onun hiç her şeyden vazgeçemez ya da çok boşa zaman harcayamazdı.

Eğer bir kutsal kan aristokratı olabilirse, en yüksek not olan S seviye final derecesini alabilmek içi daha faydalı olurdu.

Ek olarak, herhangi bir ekstra puan olmadan S seviye olarak değerlendirileceğinden emindi.

Geri kalan herkes Han Sen'e bir uzaylı gibi bakıyorlardı, hiç kimse daha iyi final derecesinden böyle vazgeçebileceğine inanmıyordu.

Oda arkadaşları çok şaşırmamışlardı. Han Sen'in Tanrının Eli yetenekleri ile, Li Yufeng'i yirmi farkla yenebiliyordu. Tanrının Eli topluluğuna katılsaydı çok önceden ekstra puanlar almış olurdu. Neden Luo Xiangyang'ın davet etmesi için bekleyecekti ki?

''Erkek kardeş Han'ın yarışmada harika olacağını söylemiştim. Şimdi bana inanıyor musunuz?'' Wang Mengmeng gururla söyledi.

Şişman, Starry (Yıldızlı) kupasını düşündü ve heyecanlandı. Luo Xiangyang'ın kişisel olarak davet ettiği Han Sen ile birlikte belki ağır savaş araçları topluluğu bu kez bir yerlere ulaşabilirdi.

Şampiyon olamasalar bile, üçüncü sıra onlara itibar kazandırmak için yeterliydi.

Açıkçası Şişman hala Han Sen'i hafife alıyordu. Kaybetmeden Han Sen'in Luo Xiangyang'a karşı bir saat dövüştüğünü bilseydi, hedeflini daha da yükseltirdi.

Han Sen bir kez daha 7. depodan en son ayrılan kişiydi. Kafetaryada alışılmış bir ziyafet yaptı ve tekrar meyve sularının bittiğini gördü. Sonra Ji Yanran'ı yemek yerken göreceğini tahmin etmemişti.