004 - Şovalyeliği Hedefleyerek

Font Size :
Dark Mode
Reset Mode



Yuusha-sama no Oshishou-sama




Şövalyeliği Hedefleyerek

Şeytan kıralı yenen Leticia'nın başkente zafer dönüşü yaptığı günden yaklaşık üç yıl önce. -- --

Teşekürler Wynn – kun. Buyur ödeme“

Teşekkür ederim “

Eczanenin hanımına topladığım şifalı bitkileri ve mantarları verip parayı aldım.

Şu aralar o kızla beraber değilmisin?“
Evet, şey. Leti evinin durumundan dolayı imparatorluk başkentinden ayrılmak zorunda kaldı.”

Demek öyle. Siz yakışıyordunuz , yanlız hissediyorsundur.”

Leti'yle olan son maçtan bir ay geçti -- -- Uzaklara gidicem dedi ama , zaten şimdiye varmıştır heralde. Evlenmeden önce oralara alışıcak mı acaba.

Birkaç kez hanın çocukları -- -- Mark , Abel ve komşu çocukları , Leti'yi çağırmak için geldiler , işini yapan Wynn'in arkasına dizilip beraber kök çıkardıklarını yada mola sırasında kitap okuduklarını düşünmüşlerdi.

Ne zaman oyuna davet etseler , Leti her zaman reddederdi , birden çok kez denedikten sonra ağlar ve sinirlenilerdi.

İnatçı bir şekilde kendisinden başka kimseye ısınmayan arkadaşı ... Evlenirken yapabilecek mi diye endişe ediyordu.

Elimden geldiğince hızlı bir şekilde geri geleceğim!!”

En son görüştükleri gün Leti bunu demişti. Ne için elinden geldiğini en iyisini yapcağını bilmiyor ama , çalışkan Leti'den bahsediyoruz kesinlikle alışacaktır. Artık büyük ihtimalle görüşemiyecekler. Böyle düşününce yalnız hissetti.

Wynn Leti'nin uzaklardaki bir şehire evlenmeye gittiğini düşünüyordu.

Gazetede , portsesi konulmuş kahramanın geçit töreninin haberi vardı ama , gazete hala belli bir kesim zenginlerin dışında kimseye satılmıyordu.

Kahramanın gelişi , şeytan krala boyun eğdirmek için seyehata çıktığı söylentisi handa kalan maceracıların arasında dolaşıyordu ama , Leti'nin kahraman olduğu hiç aklına gelmemişti.

Zaten , her gün iş yapan Wynn'le konuşan sadece Leti'ydi. Leti yanından ayrılınca , tek başına iş ve idman yaparak günlerini devam ettirdi.

Böyle Wynn'in kahramanın özelliklerini bilmesi imkansızdı.

Teyze kendine iyi bak!“

Aiyo! Teşekkürker”

Leti'ye kaybedemezdi.Wynn kendini yüreklendirip çuval tipi çantasını omzuna attı ve koşmaya başladı. Bir yıl önceden beri sabak koşusundan kolayı maceracı loncasında aldığı şifalı bitki toplama işi vede mektup götürme işini yapıyordu. Maceracı loncasında istenilmeyecek kadar çok iş vardı.
Büyülü canavarların çıkabileceği kadar ormanın derinliklerine girmiyordu ama , acemi maceracının alabileceği zorluk derecesindeki şifalı bitkiler , ormanın dış cepesinde toplanabiliyordu.

Mektup işini genellikle ikisi yapıyordu. Bu iş acemi maceracıların işinden daha çok koşabildi.Hemde çok fazla soylu ve tüccar mektup gönderiyordu. Tabikide sabahın köründe yaptığı için insanlar uyurken kapının açıklarından mektupları koyarken , asillerin evlerinde bekçiye teslim ediyordu.
Görevleri yevmiye (özellikle soyluların gözteriş için verdikleri) aldığı için, Bu bir yıl içinde hedeflediği paraya yaklaşmıştı.
________

Wynn! Cubuk sallamayı bırakta pazara gidip stokları tamamla”

Tamam”

Leti gidince , Wynn'şn işlari artmıştı.Şimdiye kadar su çekmeyi bıraktıktan sonra Letiyle beraber kılıç sallıyorlardı ama , şu sıralar Hanna su çekmeyi bitirdikten sonra stoklamayı yaptırıyordu.

Wynn alışverişi ona bıraktıklarından, Hanna tarafıından bir birey olarak görüldüğü düşünüp mutlu bir şekilde yapıyordu. Hanna ise Leti gittiği için (Leti'nin evi için) endişelenmesine gerek kalmamış, şimdiye kadarkinden daha fazla işi kakalamaya çalışıyordu.

Hannadan aldığı sepeti eline alıp pazara koştu. Güneş daha doğmadğı için etraf boştu ama , pazar yeri aktifti.Kendisi gibi ayak işi yapan çocuklar vede gezgin kıyafetleri giymiş tüccarlar vardı. Köyde hasat edilmiş ürünler ve elleriyle yaptıkları aksesuarları satanlar şimdiden tezgahlarını açmıştı.

Bu saatlerde stoklama yapan insanlar çok olurdu , Güneş yükseldiğinde ise şehrin sakinleri , maceracılar ve gezginler gelirdi.

Bu kadar kalabalığın arasında koşmak tehlikeli olacağı için , “Göçmen kuşlar konağı“ 'nın alışveriş yaptığı dükkana yürüyerek giderken , Wynn aniden adımlarını durdurdu.

Onun baktığı yer , bu zamanda alışveriş yapmaya gelen insanlara ızgara satan dükkandı. Çubuklara saplanmış etten damlayan et suyunun düşünce çıkardığı sesin üstüne “lezzetliyim” diyen bir koku yayıyordu.

Kokuya kapılıp, dükkanın etrafına insanlar toplanmıştı. Dükkanın içinde sabah olmasına rağmen bira ve şarap testisini kafasına sikende vardı.

Yutkundu.

Karanlık şehrin içinde koşup , su çekme denilen yetişkinlerin bile zor yaptığı işi yeni bitirmişti. Kahvaltı bile yapmamış , hala daha gelişme aşamasında olan Wynn'in karnı şiddetli bir açlıkla çalkalanıyordu.

İstemsiz bir şekilde kokunun etkisinde kalıp -- --.

Yapabildiğim kadar hızlı dönmeye gayret edeceğim!”

Leti'nin sesi kafasında yankılanınca fark etti.

Arkadaşım memleketinden ayrılıp uzaklarda , alışkın olmadığı yerde tek başına gayret ediyor. Gerekli olan parayı toplamaya az kaldı. Hemde şövalye olacak olan ben bu kadar kolay ayartılmayacağım!

Kararlı bir şekilde ızgaranın kokusunu kafasına takmayarak ve görmezden gelerek yoluna devam etti.

O daha bilmiyordu.

Dönüşte yine aynı yerde , aynı tuzağa kapılacağını gene aynı şekilde kendine geleceğini -- --
_______

-- -- Ben gerçekten şövalye olabilecekmiyim acaba ?

Kök ve havuçları yıkarken düşünüyordu.

Çok fazla düşünmeyen Wynn'in bile endişeleri vardı. Okulun parasını ödeyip , kayıt için gerekli sınavı geçebilirse , herkeze kapısı açık ama , öğrencilerin çoğu asil ve
zenginlerin çocuklarıydı.

Şövalye olmak isteyen beş yaşındaki zamanı geçmiş , şu anda on iki yaşında olduğundan imkansız bir hayali takip ettiğini anlamıştı.

On beş yaşına girmiş büyük kardeş Mark, gelecekte hanı devr alacağı için Randall'dan yemek yapmayı , Hanna'dan hesap defterini kullanmayı öğreniyordu.

Oyun oynayıp duran Mark'ta adımları takip etceğini fark ettiğinden , şu aralar ebeveyinlerinin işlerine yardım ediyordu.Bir ara on üç yaşındaki ikinci oğlan Abel Randall'ın tanıdığı yerlere çalışmaya gitmişti ama, çok geçmeden kaçıp eve döndü.

Ben maceracı olmak istiyorum!”

Hayalini söyleyen Abel'in sözlerine Randall yumruğunu indirdi.

Hmm, Abel için bu şehir veya han dar olmalı”

Azarlayan Randall'a yaşlı gözlerle bakan Abel'i Hanna her zaman bu şekilde koruyor. Kendi oğullarına karşı her zaman nazikti. Fakat Randall'ın “Anca rüya görüyorsun” sözleri yerleri silen Wynn'in kalbinede etki ediyordu.

Kendiside Abel'e gülemez.

İmkansız bir hayali kovalıyor.

Parayıda yakında tamamlıyacak ama, gerçekten böylesi iyi mi.

Okula kayıt olsa bile , sonuç olarak şövalye olamadan, zamanını boşa harcamıyıcak mı.

Kendisini destekleyen ebeveyinleri olmadan, tek arkadaşıda uzaklara gitmiş Wynn kimseye danışmadan , sadece toplayacağı para için çalışıp ardından antremanla kendini teşvik ediyordu.

Uzakların gayret eden arkadaşına kaybetmek istemediğini düşünerek -- --