0015 – Et Satışı

Font Size :
Dark Mode
Reset Mode



Super Gene – 0015 – Et Satışı


Çevirmen : Kylerxy



Bölüm 15 – Et Satışı –

Han Sen Jadeskin pratiğine devam etti ve iyileştikten sonra eve geri döndü. Her iki günde bir bakır dişli canavarı kontrol etmek için God's Sanctuary'ye gitti.

Canavar siyah kristali yuttuktan bir ay sonra mutant yaratık haline geldi, ama hala boyutu sıradan bakır dişli canavar boyutundaydı. Han Sen'in gördüğü mutant bakır dişli canavar bunun iki katıydı. Büyüklüğüne ek olarak, evrimleşmiş hali diğerlerinden daha güçlü değildi, gerçek mutant bir tanesinin yanına bile yaklaşamazdı.

Han Sen alaşım hançerini çıkardı ve canavarın boynunu kesti ama hayvan hiçbir zarar görmedi. Hançeri takılmıştı.

''Yani sıradan olanlardan biraz farklı'' Han Sen kanlı katil şekline dönüştü ve boynunu zorlayarak kırdı.

''Mutant bakır dişli canavar öldürüldü. Canavar ruhu kazanılmadı. Sıfır ile on arası rastgele mutant gen puanı kazanmak için etini ye.''

Han Sen zihnindeki sesle mumnun oldu. Bir vahşi mutant bakır dişli canavardan farklı olabilirdi ama mutant yaratık olduğu sürece sıkıntı yoktu.

Şuanda onu rahatsız eden şey bu mutant bakır dişli canavarın nasıl satılacağıydı. Paraya gerçekten ihtiyacı vardı, yoksa sadece mutant geno puanları için onu yiyebilirdi.

''Kendimi Jin Bi olarak gösterip satmak hala çok tehlikeli, şuanda bütün shelter onu arıyor. Üstelik gerçek kimliğimi kullanarak satacak olursam da buda büyük bir sorun olurdu.'' Han Sen biraz tereddüt ettikten sonra Jin Bi adını kullanmaya karar verdi.

Su Xiaoqiao bu günlerde depresyondaydı. Qin Xuan, Jin Bi'yi bulmasını istemişti ama ondan fazla Jin Bi'yi tanımıyordu, bu yüzden ne yapması gerekiyordu?

Sabahın erken saatlerinde, Su Xiaoqiao bir şeye takıldı ve yüzüstü bir şekilde düştü.

''Bu taşı benim odamın önüne koyan si.tiğim pi.i kim? Eğer öğrenirsem onu öldüreceğim'' öncekinden daha depresif olan Su Xiaoqiao taşın altında bir şey olduğunu gördü.

Daha yakından baktı ve bir not ve paket buldu. Notta ''Elli bine aldığım mallar. Biz meydandayız,eğer daha fazlasını istersen, Zephyr Vadisi'ne gel. Sadece nakit.''

İmza olmasa da, sol alt köşede, kimden geldiğini gösteren bir para çizilmişti.

''Jin Bi'' Su Xiaoqiao heyecanlanmıştı fakat bu sefer ses çıkarmadı. Kimsenin görüp görmediğini kontrol ettikten sonra paketi ve notu alıp kapıyı kapattı.

Su Xiaoqiao dikkatli bir şekilde paketi açtı ve iki ya da üç ısırık büyüklüğündeki etin uzun şeritini gördü.
Su Xiaoqiao eti çiğnedi ve yuttu.

''Mutant bakır dişli canavar eti yendi. Bir mutant geno puanı kazanıldı.''

Zihnindeki sesle Su Xiaoqiao şaşırdı. ''Mutant bakır dişli canavarın eti! Yani Jin Bi tarafından mı avlandı? Daha fazlası olmalı Zephyr Vadisine daha fazla para getirmemi söyledi.''

Bunu düşürken, Qin Xuan'a Jin Bi'den mesaj getirmek ve aynı zamanda ondan mutant eti satın aldığını söylemek daha da heyecanlandırdı.

Sabahın erken saatlerinde, Su Xiaoqiao Zephyr vadisine doğru yola koyuldu. Sabahın erken saatlerinden öğlene kadar bekledi ama Jin Bi'nin geldiğini görmedi.

''O.rosp. beni kandırmış olmalı!'' Su Xiaoqiao ayrılmaya hazırlandığı için çok sinirliydi, ama sonra birisinin sesini duydu ''Para getirdin mi'?'

Afalladı, Su Xiaoqiao arkasını döndü ve zeminin altından ortaya çıkan altın zırhlı Jin Bi'yi gördü.

''Kardeş, bütün sabah orada mı saklandın? Su Xiaoqiao Han Sen'e dik dik bakarken söyledi.

''Dün geceden beri burada saklanıyorum. Şuan neler olduğunu biliyorsun ve dikkatli olmalıyım'' Han Sen üstünkörü söyledi.

''Seni takdir ediyorum Jin Bİ, ama gerçekten endişelenecek bir şey yok. Bana mutant eti sattığına oldukça minnettarım ve sana asla ihanet etmeyeceğim''

Su Xiaoqiao Han Sen' e kabul işareti verdi (çn: Başparmakla yapılan ‘tamam’ ). Bütün gece ve sabah yeraltında kalması gerçekten inanılmazdı. Çok fazla rahatsız olmuş olmalı.

''Saçmalamayı kes. Parayı getirdin mi? Han Sen saklandığı çukurdan başka bir paket çıkardı ve Xiaoqiao'nun önüne attı.

Su Xiaoqiao paketin içine baktı, dün yediği et parçaları ile içi doluydu. Burada beş kilodan fazla olmalı. Heyecanlanarak sordu ''Jin Bi bütün bunların hepsi bakır dişli canavara mı ait?''

''Evet, Tüm bakır dişli canavar tam burada. İki milyon, pazarlık yok'' dedi Han Sen.

''Peki, iki milyon güzel'' Su Xiaoqiao Han Sen'e iki set on binlik banknotlar verdi, ama gerçekten tüm hayvanın orada olup olmadığından şüphe etti, çünkü daha fazla et olmalıydı.

Han Sen şüphesini fark etti, parayı aldı ve dedi ki'' Bu et parçaları geleneksel yöntemlerle yapıldı,bu yüzden biraz azaldı. Bütün canavarın burada olduğundan emin ol''

''Han Sen bakır dişli canavarı et parçalarına dönüştürmüştü bu yüzden kimse neden bu canavarın bu kadar küçük olduğunu merak etmeyecekti...

''Tabi ki sana güveniyorum! Su Xiaoqiao durakladı ve söyledi.''Jin Bi, Qin Xuan adına çalıştığımı bilmelisin. Sana bir mesajı var: “o gün kazandığın kutsal kanlı canavar ruhu ve altın baltayı satın almak istiyor ve sana iyi bir fiyat önerebilir.''

''Ah,fiyat nedir?'' Han Sen altın baltayı satmakla ilgileniyordu, çünkü taşınabilir bir eşya değildi. Kullanmak için bir şans bulamamıştı, bu yüzden hala gömülüydü.

''Bunu kendin sormalısın. Ben sadece elçiyim'' Su Xiaoqiao omuz silkti ve dedi.

''Eğer Qin Xuan ile karşılaşırsan, gerçekten satıl almak istiyorsa, bana bir fiyat verebilir ve sende bana getirebilirsin'' Han Sen hafifçe söyledi. Qin Xuan ile tanışması çok riskliydi.