002 - İtaat

Font Size :
Dark Mode
Reset Mode





 Kuro No Maou Bolum 002 - İtaat




Çevirmen: Shin

---------------------------------Düzenlendi----------------------------------

2 . Bölüm : İtaat

... Yaşıyorum”

Boş zihnimin içinde mırıldandım.

Gözlerimi açtığım zaman yine sert zeminde yatıyordum.Birden bilincimi kaybetmeden önceki anıları hatırladım.

Guhh...”

Kusacak gibiydim fakat buna direndim.

Anlaşılan felç geçmiş.

Bu şekilde acı içinde sesimi çıkarabiliyorum hemde vücudumu bir şekilde oynatabiliyorum.

Elimle kafama dokunduğum zaman , parmaklarımda sert bir şey hissettim.

Yanlışlık yok , o halkadaki tehlikeli iğneler halen benim kafamda çakılı duruyorlar.

Kahretsin ..... berbat bir durumdayım ...”

Acı hissetmemem iyi ama , öyle işkencevari şey aniden olunca ister istemez onlara kin güdüyorum.

Her şeye rağmen , şimdi vücudumun özgürlüğünü geri kazandım .

Herneyse , ilk önce bulunduğum durumu değerlendirmeliyim.

Şimdi ben , önceki odayla aynı büyüklükteki içinde hiç bir şey olmayan odada bulunuyorum.

Ortasında kaide* bile bulunmayan , duvarlar dışında hiçbir bulunmayan , 4 tarafı ve tavanı benbeyaz bir odaydı.

Çn:* Bir şeyin yere dayanan bölümü veya bir şeyin üzerine oturtulduğu nesne, ayaklık duraç, taban, ayaklık.*
 O değilde bi kurtulamadık şu beyaz odadan.

Ön tarafta duvarla aynı beyaz bir kapı var ama açık mı , büyük ihtimalle kilitlidir.

Bir tane bile pencerenin olmaması duygusal durumumu düşürüyor*, hmm , pencerenin olmaması yeraltında gizli oda gibi bir yerdemiyim acaba ?

Çn: “duygusal durumunun düşmesi” buraya ne yazabilirim önerin lütfen

Beni mahzene kapattıklarını düşünürsek , maa (efk) en mantıklısı bu.

Sonra benim giyinimim o maskeli adamlarla aynı şekilde beyaz giyinmişim.

Pelerin ve maske yok ama oldukça sade bir kıyafet .

Bu arada iç çamaşırı giyiyorum.

Mahkum kıyafeti yok muymuş , hayır giymek istediğimden değil .

Fakat , bu şekilde nerden bakılırsa bakılsın japona benzemiyorum .

Maskeli adamlar gizemli dilde konuşuyorlardı hemde bu kıyafetler garip. Günümüzde gelişmekte olan ülkelerin insanları bile avrupa tarzı kıyafetler giyiyorlar , böyle el yapımı giysiler tersine nadirdir .

Hayır , bekle , eğer onlar çok tehlikeli mezhebin üyeleri olarak düşünürsek , o gizemli dil , bir chuuninbyou ' nun çıkardığı orijinal bir dil de olabilir , bu kıyafetler de derin bir anlam taşıtan* el yapımı cosplay olabilir.

Çn:Onlara göre

 Böyle düşününce , uzak bir ülkede bulunduğum kesin değil , Japonyanın bir yerlerinde dağın birinde korkunç dini tesisin içinde tutulduğumu düşünürsek , maa (efk) , gideri var.

Fakat , neden ben böyle bir işe bulaştım ....

Şimdilik , yaşadığıma şükretsemde , bir süre sonra öldürülüceğim gibi şeylerle karşılaşmıyıcam mı

Hayır , ölmesem bile , bundan sonra bu halka gibi sayısız işkencelere uğrarsam ?

Bu en kötüsü , onun yerine dilimi koparıp ölmek daha rahat bir ölüm olur.

Yalvaracak duruma gelecek kadar işkence edilip ölmek istemiyorum.

Herneyse , burası yabancı bir ülkemi yoksa japonya mı bilmem ama ilk önce buradan kaçmam lazım.

Böyle işkencevari şeyi normal bir şekilde insanların kafasına sokan kişilerlen hemen uzaklaşmalıyım , bundan sonra da böyle şeylere bulaşmak istemiyorum .

Desemde , şu anda benim yapabileceğim tek şey önümde bulunan kapının kilitli olup olmadığını kontrol etmek.

Benim kalkıp kapıya yöneldiğim anda ,“ gachari ” sesini takiben kapı açıldı .

......”

Otamatik kapı -? Olmasına imkan yok , birisi diğer tarafında açtığı belli .

Sonra , kapıyı açıp tahminime ihanet etmeyen kişi önceki maskeydi .

أوه، كنت مستيقظا بالفعل، كنت تتوقع من هيئة التنين الأسود قوي "

Maskeyle aynı şekikde ne dediğini anlamadığım orjinal dilde konuşuyor .

Böyle ikinci kez dinliyince , biraz ingilizce gibi geliyor ..... Hayır , ondan önce onların hareketlerine dikkat etmem gerekiyor.

Ben gardımı aldım ama , maske benden önce arkası hakkında endişelendiğini farkettim.

Anladığım kadarıyla arkasındada maskeliler var.

Odaya iki maskeli girince ben mesafemi açmak için duvarın köşesine yaklaştım.

Sonra , 3 kişi daha girdi , diye düşünürken ben onun kafasına bakakaldım.

Çünkü , onun kıyafeti aynı onlar gibiydi fakat maske takmıyordu .

Onun japon olmadığı tek bakışta anlaşılıyordu . Beyaz cüpbelere bürünmüş derin yüz ifadesi olan yaşlıydı.

Saçını kapşonuyla sakladığı için hepsini göremesemde tahminimce beyaz saçlıydı , gözleri maviydi , yaşı en azından 60 'ı geçmiş bir ihtiyardı.

Gösterişli beyaz sakalını tutuyordu.

Yoksa bu adam maskelilerin başkanı yada tanrıları* olduğunu söylemiyicek heralde ?

Çn : bir tarikatın kurucusu ya da yaşayan tanrı ( takipçilerinin onu tanrı olarak görmesi )

Çünkü ona şüpeli bakışlar atınca , ihtiyar – beni bu duruma sokan onlar , ihtiyar yeterli * - bana garip bir şekilde baktı .

Çn : ona öyle seslenmek yeterli anlamında

O anda , beni sert bir baş ağrısı sardı* .

Çn : Çok mu kapalı oldu eğer bu şekilde anlıyorsanız veya anlamıyorsanız söyleyin ona göre yazmaya çalışıyım

" Gyaaaaaa !!!!! "

Demek kafanın kırılması / çatlaması demek böyle bir şey , hayır gerçekten kırılıyor olabilir .

Ölmeyi istiyicek kadar acıyor , fakat herşeyden önce bana acı çektiren , benim kafamın içinde yankılanan farklı birinin " bilinç " iydi .

--- ağrı --- ağrı –- acı –- ölüm ---

Benim kafamın içinde , farlı bir düşünce kendi kendine ortalığı birbirine katıyordu .

Acının sebebi açıkça bu düşünceydi , böyle düşünmemin sebebi önümde duran ihtiyardan dolayıydı , yıldırım çarpmış gibi farkına vardım .
Ben sert zemine düşerken , sulu gözlerle ihtiyarın olduğu tarafa bakıyordum .

Öfkeyle değil , içtenlikle affedilmeyi isteyen , bıktıracak kadar acınasıydı .

--- direnme --- itaat

Bayılmadan önce baş ağrısı dindi o anda ben ihtiyar , hayır , maskelilere kesinlikle baş kaldıramıyıcağımı anladım , hayır zaten yapamayacağımı söylesek daha doğru olur .

--- kalk

Ben baş ağrısının etkisinden kurtulup kalkmak istesemde ayaklarımı oynatamadım .

--- kalk

Yeniden , yavaş yavaş baş ağrısı başlıyor .

Ben imkansızı deneyip , salana sallana ayağa kalktım.

Kusacak kadar kendimi kötü hissediyorum ama , yeniden o acıya yakalanmaktan iyidir .

Sert bir şekilde nefes alıp verirken , kalkıp ihtiyarla karşılaştım .

" القيود تشغل غرامة "

İhtiyar maskelilerle aynı şekilde , benim anlamadığım dilde konuşuyor

" ... ... "

Benim tepkilerime karşılık vermeksizin , tepkisiz bir şekilde duruyor .

İhtiyar benimle telepati yoluyla iletişim kurabilirdi , fakat kelimeleri belirsiz resimlerle ifade edemezdi *.

Çn : " but it was a vague image that could not be put in words." düzgün çeviremedim büyük ihtimalle bi el atın :D .

En çok da , dediklerini anlasam bile bunlarla düzgün bir iletişim kuracağımı düşünmüyorum.

--- yürü

Bu emrin bana ulaştığı anda , ihtiyar sırtını dönüp yürümeye başladı . Direnmesi imkansız olan ben , titrek adımlarla haç şeklindeki amblemin çizilmiş olduğu sırtı takip etmekten başka bir şey yapamadım .

Kapıyı geçince , karşı tarafı gözükmeyen kara koridorun devam ettiğini görüyorum.

Aynı benim geleceğimi yansıtıyormuş gibi içimi kötü bir his kapladı fakat bundan sonra beni bekleyen şey , şu anda katledilmenin daha iyi olacağı bir cehennem bekliyo olabilir.

Çn : gençler düzenleye bildiğim kadar düzenledim gelecek bölümlerde daha iyileştirmeye çalışırım. 

_________________________________________________________________________________

 Ben , farklı dünyaya çağırıldığında miko-san (rahibe) ve ohime-sama (prenses) nın kahramanı sıcak karşılamasıyla  veya sevimli köylü kızını zor durumdan kurtaran şövalye .... diye bekliyorduysanız üzgünümki kurono ihtiyar ve maskeli adamlar tarafından sıcacık karşılaşmayla karşı karşıya kaldı gibi gözüküyor.

_________________________________________________________________________

                                       Önceki Bölüm || Seriye Git || Sonraki Bölüm