002–İlk Temas

Font Size :
Dark Mode
Reset Mode




İlk Temas 02 


Önceki Bölüm |          | Sonraki Bölüm

Çvirmen: Bakakun

Tekrar doğduğumdan beri 90 gün geçti.
Tam olarak söylemek gerekirse, 90 gün, 7 saat, 34 dakika ve 52 saniye
Nasıl bu kadar emin konuşabiliyorum? Bu [Ulu Ermiş] özel yeteneğinin bir fonksiyonu.
İya(TL: Japonların kısmi olarak “yani” anlamına gelen sözcüğü) Bu yetenek beklediğimden çok daha kullanışlı. [Ulu Ermiş] günü kurtarır! Çünkü her ne sorarsam sorayım hepsine cevap veriyor.


[Elu Ermiş]’ e göre özel yeteneğin vücuda oturması (alışması) için 90 güne ihtiyaç var. Ve buna bu dünyanın normları arasında “kurmak” deniyor. (TL: bilgisayara program kurmak gibi)
Yani demek istediğim bu işin başından beri bir özel yeteneğimin olduğunun farkındaydım ama bu sadece ruhum için geçerliydi.
Şimdiye kadar “Dünya’nın Sesi” ’ne erişerek onu kullanıyormuş (ele geçirmiş), bana öyle söyledi. (TL: Dünya’nın sesi bir bildirim sistemi gibi bir şey)
Ama açıklamasından hiçbir şey anlamadım.
Normalde her şeye cevap veren ve yardım eden bir özel yetenek bu dünyada yokmuş.
“Dünya’ nın Sesi” yanlızca dünyada bir değişim olduğu zaman duyulabiliyormuş, bir özel yetenek elde edilince ya da [Evrim] geçirildiği zaman.
Sorularıma cevap verebilmek için, [Ulu Ermiş] özellikle bu cevap mekanizmasını ele geçirmiş.
Eski dünyamda böyle bir varlıktan haberim yoktu ama bu dünyada baya normal bir gibi gözüküyor.
Her halükarda yetenek elde etmek ve ya [Evrim] öyle her gün olağan bir şey değil. Yanlızca Dünya büyük bir derecede gelişmeyi onayladığı zaman – sadece nadir vakalarda! – bir yetenek bahşediyormuş. [Evrim] öte yandan normal olarak herkes tarafından bilinen sağduyudan da üstün..
Neyse… hala tam olarak anladığımı söyleyemem ama kabullenmekten başka yapılacak bir şey yok.
[Ulu Ermiş] sorularıma cevap veriyor olsa da pasif ve kendine ait bir egosu yok.
Eğer ben konuşmazsam o da soru sormuyor. Ne kadar yazık.
Ancak biriyle sadece tek yönlü olsa da konuştuğum için mutluyum.
Kendi özel yeteneğimle konuşmak… Çoğu insan bana hayalperest derdi herhâlde, öyle değil mi?
.
Ve nasıl olsa bu karanlık yerde yapacak başka bir şey olmadığı için soru sormaya devam ettim.
Sonuç olarak, Kendimin, gerçekten, bir slime olduğunu doğruladım (Akışkan – Sıvımsı Yaşam Biçimi = Ender olmayan Yaşam Formu)
İştahsızlık ve uykusuzluk bana açıklandı.
Bu dünyada var olan slime’ lar büyülü gücü yiyorlarmış ve bu yüzden fiziksel bir beslenmeye gerek yokmuş. Büyülü enerjinin az olduğu yerlerde küçük hayvanlar ve canavarlar yedek besin görevini görüyormuş.
Bu dünyada beklenmedik bir şekilde slime ların var olmadığı yerler, yaşamanın çok zor olduğu yerlermiş (güçlü canavarlar yüzünden). Enerjinin bol bulunduğu yerlerde güçlü canavarların olmasını beklemez miydiniz?
Yani diğer bir deyişle şu an bulunduğum yerde yemek sıkıntısı yok.
Bu açıklandığına göre, sırada uyku var.
<<Çözüm. Slime vücutları özdeş hüzrelerden meydana gelir. Her hücre beyin hücresi, sinir uçları ve kas görevi görür,
Bu yüzden düşünme işlevi her seferinde farklı hücreler tarafından üstlenildiği için, uykuya gerek yoktur>>
Açıklama böyleydi.
Peki anılar nerede depolanıyor?
Göründüğü üzere bir bilgisayarın hard diski gibi bir kopartmanda depolanmıyor gibi.
Bu şekilde düşünürken<<Buralarda gibi>>bir cevap aldım.
[Ulu Ermiş] denen kimse muhabbet etmekte baya iyi. (TL: Aizuchi Japonların kısa cevap vererek soruyu, sorana cevaplandırma şekli, bir monoloğa itiş tarzı)
[Ulu Ermiş] ‘in yeteneklerinin neler olduğunu merak etmeye başladım.
<<Çözüm. Özel yetenek [Ulu Ermiş] aşağıdaki eden yeteneklere sahip
Düşünme: Düşünme hızını bin kat hızlandırma.
Analiz ve Karar Verme: Hedefi analiz etme ve ona göre karar verme.
Paralel İşlem: Düşünceleri birbirlerinden ayırarak olayı analiz etmeç
Büyüyü bir hazırlık olmadan aktifleştirme: Büyü hemen kullanılabilir.
Bütün Evren âlem: Bilgileri gizlenmemiş olan dünyadaki bütün hadiseleri     anlayabilme.
Bu beş yetenek senin yeteneklerin>>
Bu şekilde bir yanıt aldım.
Ama bütün evren alem mi? Bu dünyadaki bütün bilgileri bir parmak bile kaldırmadan mı öğrendim? Öyle düşünüyordum ama…
Aslında, anladığım bilgiye göre öğrenebileceğim ekstra bilgiler mevcutmuş.
Yani bir başka deyişle, daha önce gördüğüm ve tecrübe ettiğim şeyler haricinde bir kere görürsem bu güç sayesinde anlayabiliyormuşum.
Ama, büyüyü bir hazırlık olmadan aktifleştirme… Yani bir yeteneği (büyü) öğrendikten sonra hiçbir hazırlık (söylemek, çizmek) yapmama gerek yok mu? Daha da önemlisi bu dünyada büyü mü var!!!
Cevap [Evet]
Büyüyü ezberlemeye gerek yok.
Bu özelliğin [Ulu Ermiş] ile birlikte çalışabilitesini denedim ve tabiki çalışmadı. Neden acaba? Eşşeğin s*ki yüzünden neden olacak.
Ve aklıma bir şey geldi.
Acaba [Avcı] ve [Ulu ermiş]’i birbirine bağlayabilir miyim?
<<Çözüm. [Avcı]’nın analiz gücünü ve [Ulu Ermiş]’ in paralel işlemini birbirine bağlamak (integre etmek) mümkün. Bu yetenekleri birbirine bağlamak istiyor musunuz? [EVET]/[HAYIR]>>
Tabi ki [Evet]!
Ama, yani analiz edecek bir şeyim yok ki… bi saniye!
Midemde depolanan şey – zaman öldürmek için yediğim çim. Yapacak bir şey olmadığından analiz etmenin bir kötülüğü olmaz.
Ve, yeteneği çalıştırdım!
.
.
.
<<Analiz tamamlandı…
Hipokte Çimi: Merhem kullanmak için kullanılır. Yalnızca büyü enerjisinin fazla olduğu yerlerde yetişir. Eğer çimin sapı büyülü enerjiyle birleşmişse, enerji yenileme hapı yaratılabilir. Eğer çim direk olarak toprakla birleşikse, kanamayı durduran bir merhem yaratılabilir>>
Kim bilebilirdi ki!
Zaman harcamak için depoladığım onca çim…
Kum kutusunda oynarken elmas bulan bir çocuk gibi.
Hemen enerji yenileyici ve kanamayı durduran merhemin üretimine başladım. “Üretime başladım” diyorum ama vücudumun içinde çok fazla bir şey düşünmeden gerçekleşen bir olay bu, bu yüzden normalden çok değişik bir şey hissetmiyorum.
Analiz etmek yalnızca bir saniye, üretmek ise üç… Beş dakika sonra bunlardan yüz tane yapabilirim!
Karşılaştıracağım bir ürün olmadığından ne kadar iyi olduğunu bilmiyorum ama [Karar] bu yaratılan ürünü baya kaliteli olarak değerlendirdi.
Bu sonuçlarla memnun olabilir miyim?
Ve analiz gerçekten çok hızlı bir şekilde yapılmadı mı?
Yani, normalde daha fazla bir zaman almaz mı böyle şeyler?
Paralel işlemi bağlamak doğru karardı.
Sırf meraktan, ikisi arasındaki bağı iptal ettim ve bir tane üretmeye çalıştım. İşlem 50 dakika sürdü.
İşlem zamanı korkulacak derecede(müthiş) kısaltılmış…
Harikulade bir yetenek elde etmişim. Bilincim yerinde olmadan hemde…
İçimde büyük oranlarda çim kullanılıyor ve burada yetişen çimlerin çoğu Hipokte türü.
Sonra lazım olabileceğinden, buradaki bütün çimi silip süpürebilirim.
Aynı zamanda, bedenimde ilaç üretiliyor.
Ne diyebilirim ki? Bu karanlık yerde kalakaldım. Yapacak başka bir şey de yok.
.
Bu zaman zarfında tamamen hazırlıksızdım.
Yeteneğim pasif olsa bile, konuşacak bir ortağım vardı.
Ve bu 90 gün sürecinde, hiçbir yaşayan canlı ile karşılaşmadım, hayatım da tehlike atında değildi.
Nedeni ne olursa olsun, ihmalkârlaştım (TL: savsaklaştım, dikkatsizleştim, lakayıt ???)
*Pochan* (Dikkat: Hedef alınan kimse duyamıyor. Lütfen bu genel ses efektinin tadını çıkarın)
Ney?
Düşünebilecek sadece o kadar vaktim vardı, ve birden …
Vücudum birden bire hafifledi yoksa ağırlaştı mı?… İlginç bir durum.P+369
Acaba… Suya falan mı düştüm?
Bu 90 gün sürecinde daha hiç suya düşme tecrübesini edinmedim. Yani ya bir mağara içindeydim ya da bir çeşit yapının ve bu yüzden dikkatsizleştim.
Görünen o ki bir nehrin içine düştüm. Bir yapının içerisinde nehir olamayacağına göre acaba bir yer altı ırmağı falan mı?
Çim yerken ve yeteneğin açıklamalarını dinlerken anlaşılan o ki…
Nereye bastığıma dikkat etmemişim
Lanet olsun nen her zaman böyleyim! Dikkat noksanı.
Her zaman şansıma güveniyorum.
Eski işimde bile.
[Bana bırakın! Çok kolay!]
Bunun gibi söylemlerde bulunduğum için sömürdüler beni.
Sempai’min gözündeki kin ve nefreti hala hatırlayabiliyorum.
Gerçekten hangi salak karanlıkta mal mal gezer ki?
Lanet olsun… Kendimin ağızına sıçmak istiyorum.
Eğer yaşarsam, yapacağım ilk şey bu olacak. Böyle diyorum da büyük olasılıkla düşünmeden (TL: ne halt yediğini) pişman olacağım.
Neyse, bol bol zamanım var.
Aslında, kulaç atabilecek ne kolum var ne de yüzmeme yardım edecek bacaklarım, yani paniğe yapabilecek bir durumda değilim.
Herhâlde buraya kadar.
Ne kadar kısa yaşamış bir adam… slime dım.
Boğulmayı beklerken son sözlerimi söyledim.
…….
………..
Ama hiç acı çekmedim.(TL: Nefessiz kalma gibi acı veren hisler)
Neden? Nehre düşmedim mi?
Bunun gibi zamanlarda… [Ulu Ermiş] günü kurtarıyor!
Hemen bir soru soralım.
<<Çözüm. Slime vücutları büyü enerjisiyle hareket eder. Oksijen gereksiz olduğundan nefes alma işlemi gerçekleşmez>>
Nasıl?… Hiç dikkat etmedim ama gerçekten nefes almıyorum.
Anladım. 90 gün sonra, bir kez daha biraz daha zekileşmişim.
O bir yana, gerçekten suyun içine düşmüşüm.
Hayatımın tehlike aatında olduğu bir durum değil ama hoş olmayan bir durum.
Ne yapsak ki?
Yüzüyor muyum batıyor muyum onu bile bilmiyorum.
Kollarım ve bacaklarım olmadığından, yüzebileceğimi zannetmiyorum.
Acaba dibe batsam sürünerek çıkabilir miyim?
Eğer yüzüyorsam, böyle sonsuza kadar su üzerinde mi kalacağım?
Yüzmektense kucaklanmış gibi hissediyorum. Yavaşça sanki bir beşikte ordan oraya sallanıyor gibi – aslında baya iyi hissediyorum, ama…
Bir akıntı hissetmiyorum. Bu bir nehirden çok büyük olasılıkla bir göl olmalı. Yani sonuçta bir yerlere sürüklendiğimi hissetmiyorum.
Dibe batmaksızın yüzüyorum, dalıyorum.
Bu durum sonsuza kadar böyle devam edebilir.
Bu baya kötü bir durum.
Ne yapsak…
Ve işte tam o zaman,
Beyin hücrelerim – slime vücudum dehşet verici bir plan düşündü!
.
[Avcı]’ yı kullanarak büyük bir miktarda su emsem ve ondan sonra bir jet ski’ nin motoru gibi bunu püskürtsem nolur?
.
Bu planı düşündükten hemen sonra test ettim nasıl olsa daha iyi yapacak bir şey yok!
Ama bu kararın beni kaçınılmaz bir buluşmaya yönlendirebileceğini bilemezdim…
Bu fikri düşünmem iyi oldu. Yani eğer başka bir şey düşünmüş ve uygulamış olsaydım bu buluşma hiç olmamış olurdu.
Ama sanki kaderin beni yönlendirmesiyle bu kararı aldım.
Ve midemin %10’ unu doldurmaya yetecek kadar suyu emdim
(※ Mikami’ nin haberi yok ama mağaradaki su seviyesi büyük bir oranda düştü)
Ve bir nefeste bıraktım.
Tamamen yön duygumu kaybettim.
<<Yetenek [Hidrolik İtiş] elde edildi>>
Birden bire kafamda bir ses duydum.
İlk defa bilinçli olarak “Dünya’nın Sesi’ni” duydum.
[Ulu Ermiş] hiçbir zaman sormadan konuşmadığından yanlış olamam çünkü diğer yönleriyle tamamen aynı bir ses.
Ama bu tezimi doğrulayacak bir damla zamanım bile yok!
.
*Zugun!* Hızlanma hissi vücudumu sarmaladı… Uçmak acaba böyle bir his miydi? (Bu sırada gitmek istediğim noktaya doğru)… Fırlatıldım.
Kabul etmek istemem ama şu an göremiyor olmam belki de iyi bir şey .
Bu karanlık içerisinde bile hissettiğim hız dehşet verici.
Düzeltmeme izin verin.
Görebilseydim yine bu korkumun yarısını hissederdim… Ama görememek kendi içerisinde korkunç.
Eğer bir lunaparkta kısık bir şekilde aydınlatılmış bir roller coaster’ a binmişseniz benim şu an hissettiğim duyguları hissetmişsinizdir… Belki.
Ben mi? Fareler tarafından istila edilmiş bir lunaparka gitmiş olmak bu konudaki tüm tecrübem.
Ayrıca bu durumda emniyet kemeri gibi bir şey de yok.
Bu hidrolik itiş fikrini düşündüğüm için kesinlikle kıçıma bir tekmeyi hak ettim.
Önce düşün sonra uygula! Geri zekalı! Güvenliliğini kontrol etmek ilk yapılacak şey!
*Apapapapapa・・・・・・・・・*
Düşüncelerimi korkum yüzünden toparlayamıyorum.
Bu uçuş sonsuza kadar devam mı edecek? Ve gerçekten ne kadar su püskürttüm ki bu kadar hız kazandım? Tam bunları düşünürken.
.
*Don! Boyon!!! Gororom zudon!!!* (TL: Yazarın kullandığı çarpma efektleri)
.
Ve aşırı kuvvetli bir acı… yok.
Hmm? Hiçbir hasar almadım… ya da belki hasar aldım ama acıyı hissetmiyorum?
<<Çözüm. Acı Rezistansı daha önce elde edildiği için, acı hissetmiyorsun. Fiziksel Atak Reziztansı olduğu için alınan bütün hasar azaltıldı. Şu anda hasar almış olan bölüm sadece %10’ luk bir kısım
Özel Slime Canavar Yeteneği [Yenilenme] çalıştırıldı.
Özel yetenek [Avcı] ile yardım edicek misiniz? [EVET]/[HAYIR]>>
Demek ki acı yok ama hasar var. Bunun iyi mi kötü mü olduğunu bilmiyorum ama eğer bundan sonra dikkatli hareket edersem acı hissine ihtiyacım olmayabilir.
Ah evet [Avcı]’ ya destek vericektim, tam olarak anlamadım ama şimdilik [EVET].
.
O anda sanki bedenim biraz azaldı gibi hissettim.
Biraz zaman geçtikten sonra normale geri döndü.
Ne kadar kullanışlı bir vücut… Acaba bu yenilenmenin bedenimin ne kadar azaldığında kullanılamaz hale geldiğini denesem mi ki? Ne kadar vücudumdan bir porsiyon azalsa da hareket etmemde bu bir sıkıntı yaratmıyor… Öyle olsa bile kendimi tehlikeli bir durumda bulmamak için dikkatli olsam iyi olur.
Evet. Beklenen de zaten bu. Ben bile böyle bir durumda dikkatliydim
Bu sefer yanımda yenileyici (iyileştirici) hapların olmasına rağmen kullanmaya gerek yoktu.
%10’ luk bir hasarın ciddi bir hasar olmasını beklerdiniz ama iyileşmesi on dakika bile sürmedi.
Bir dahaki sefere eğer hasar alırsam (tabi ki eğer hiç hasar almadan yaşıyabilirsem ne mutlu) ürettiğim ilaçları kullanacağım.
.
Peki… Burası da neyin nesi?
Vücudumun normale döndüğünü kontrol ettikten sonra, etrafımı incelemeye başladım.
Belki buralarda gizlenen güçlü canavarlar olabilir.
Hem karada hem de suda yaşayabilen canlıların olması hiç şaşırtıcı olmaz.
.
Dikkatli bir şekilde ilerlemeye başladım.
Son zamanlarda dikkatli olduğum zamanlar tehlikeli durumlarda buluyorum kendimi ama belki bu yalnızca benim düşüncem.
Bunun yanlış olduğunu düşünerek.
(Beni duyabiliyor musun? Ufaklık)
Ve bir şey duydum.
.
.
.
.
Durum
İsim: Mikami Satoru
Tür: Slime
Ünvan: Yok
Büyü: Yok
Yetenekler: Özel Yetenek [Ulu Ermiş], Özel Yetenek [Avcı], Slime yetenekleri [Yeme, Absorbe, Yeniden Oluştuma], Yetenek [Hidrolik İtiş]
Rezistans: Termal dalgalanma Rezistansı EX, Fiziksel Atak Rezistansı, Acı Algı Rezistansı, Elektirik Rezistansı, Felç Rezistansı

Önceki Bölüm |          | Sonraki Bölüm